KİTAP’I, KİTAP’TAN ÖĞRENME ZARURETİ
Geçmiş asırlarda “Kitap” kavramı ile ilgili yapılan tartışmalar, genişletilerek devam etmektedir. Kitap’ı doğru öğrenmenin yolu, onu yine Kur’an kitabından öğrenmektir.
Kitap; “ketebe” (yazdı) fiilinden türemiş bir kavramdır. Kur’an’a göre bir nesnenin kitap olması için yazıya dökülmesi şart değildir. Allah’ın var ettiği ve bildirdiği her ne hakikat varsa, o hakikat, “Kitap” olarak isimlendirilir ve "yazılmış" gibi kabul edilir. Dolayısıyla başta Muhammed Resul olmak üzere, bütün Resullere verilen kitaplar, yazılı metinler değil, bütünüyle vahiyle gerçekleşen sözlü hitaptır.
Kur'an kitabı, genellikle üç çeşit kitaptan söz eder.
Birincisi; kainat ayetlerinin oluşturduğu İlahi sistem, Kitap olarak isimlendirilir. (Güneş, ay ve gezegenlerin düzenli çalışmaları)
İkincisi; kainatta geçerli olan ve adına “sünnetullah” denilen kanun ve hükümler, Kitap olarak isimlendirilir; zira kainatta her ne varsa, tümü Kitap’ın yasalarına göre çalışmaktadır.
Üçüncüsü de Mushaf haline getirilen öğüt dolu Kur'an ayetleri de Kitap olarak isimlendirilir.
Kur’an, bazı ayetlerde Kitap tanımını şöyle yapmaktadır:
Kitap; önceden belirlenmiş yasalardır. (8-68, 10-61) Kitapta hiçbir çelişki yoktur. (18-1) Kerim olan Kur’an, korunmuş Kitaptadır. (gönderildiği gibi korunmuştur; hiçbir değişikliğe uğratılmamıştır.) (56-78) İnsanların yaptıkları iyilik veya kötülük Kitap’ta yer almaktadır. (18/49,17/14)
Her şey Kitaplara (Allah’ın koyduğu yasalara) göre gerçekleşmektedir. (35/11) Gerçekleşen her şey, Allah’ın bilgisinde kitaplaştırılmaktadır. (57/22) Yerin karanlıklarında bir habbe/tane, yaş ve kuru her şey, apaçık bir Kitap'ta (Allah’ın bilgisindedir). (6/59) Cin insanların dinledikleri, yazılı metin değil, hitap şeklindeki Kitap’tır. (46/30) Resulün okuduğu sahifelerde, değerli Kitaplar (öğretiler, hükümler) vardır. (98-3)
Kitap hakkında tartışılan konuların başında, Kitap’ın Resullere geliş şekli gelmektedir. Bu konuda, Kur’an’da geçen “ümmü'l-Kitap” ve “levh-i Mahfuz” kavramları önem arz etmektedir. Belirtmiş olalım ki bu kavramlar, Allah’ın katında “depolanmış bilgiler” anlamı taşımaz. Bu kavramlar, Allah’ın bilgisi, yasa, hüküm, kader, insanların eylemlerini kayıt altına alınan bilgiler demektir.
Dolayısıyla, “varlıklarla ilgili bilgiler önceden levhi mahfuzda hazırlanarak saklanır, zamanı geldiğinde Resullere indirilmeye başlanır” şeklinde bir inanç sağlıklı değildir.
Başka bir ifadeyle, “kainattaki olmuş olacak her olay, levhi mahfuzda toplu olarak vardır; kitap paket olarak indirilmiştir” demek, hakikate uygun düşmemektedir. Ummul Kitap (Kitap’ın yasaları) ve levhi mahfuz (korunanlar), varlıklarla ilgili bilgiler değil, varlıklarla ilgili yasa ve ilkelerdir. Bu yasalara “kitap” denilmektedir. Bu anlamda Kur’an da ummul Kitap’tır. (43/4)
Varlıklarla ilgili yasalar başka, varlıklarla ilgili bilgiler başkadır. Mesela, henüz yaşanmamış Bedir savaşıyla ilgili talimat/bilgi, kainatın varlığı ile birlikte hazırlanmaz. Allah, olay vuku bulduğunda, ihtiyaç üzerine elçisini bilgilendirir. O bilgiler (vahiy), indiğinde kitaplaşır. Yani, insanların ihtiyaçlarına ve genel gidişata göre Allah vahiy indirir. Aksi takdirde, insan sorumluluğu ortadan kalkar, insan kader mahkümu (robot) olur.
Kur’an’da, “sana sorarlar…” şeklinde pek çok ayet geçmektedir. Bu ayetler, toplumun ihtiyaçları dikkate alınarak ayetlerin indirildiğini göstermektedir. Bir anlamda, talepler aşağıdan yukarıya gönderilir, yukarıdan da vahiyle cevap verilir. İnsanlarla ilgili önceden yazılmış, belirlenmiş (kaderleştirilmiş) paket şeklinde bir kitap (levhi mahfuz) söz konusu değildir. Sorunlar ortaya çıktıkça, Allah, ayetler indirmiş, Resul de o ayetlerle sorunları çözmüştür.
“Hem yeryüzünde, hem de bizzat kendinizde meydana gelen her bir musibet (sıkıntı, kötülük), başlangıçta kitapta yazılmıştı.” (57/22) Kitapta yazılmış olan, ilahi yasalardır. Mesela, iyilik yapanların, ahirette iyilik görmesi; kötülük yapan da kötülük görmesi temel bir ilke olarak yazılmıştır (kitaplaştırılmıştır).
“Biz her şeyi, bir Kitap’ta sayıp kaydettik” (78/29) ayeti, temel yasalar ve ilkeler anlamındadır. Yani, her konuda temel ilkeler, yasalar ve mesajlar apaçık bir şekilde Kitap’ta yer almıştır ve bildirilmiştir. Ansiklopedik bilgiler ihtiva eden bir kitap anlamında değildir.
Evet, Kur’an kitabı, insanların hayatlarını düzenlemek için gönderilmiştir. Allah, “ey Kitap sahipleri” diyerek, geçmiş Kitap sahiplerinin Kitaplarına sahip çıkmadıkları, tahrif ettikleri, hayatlarını Kitaplara göre düzenlemedikleri, Kitapların hükümleriyle hükmetmedikleri için açık bir şekilde uyarmıştır. Bu uyarı, sadece onlar için değil, şimdikileri ve gelecektekileri de bağlamaktadır.
Selam ve sağlık dileklerimle…
BEŞİR İSLAMOĞLU
11.05.24
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Hikmet Akademisi'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.