Son zamanlarda tartisilan konulardan biri de gençlerin ateizm, deizm, agnostisizm gibi felsefi akimlari benimseyerek Islam dinine karsi mesafeli olmalaridir. Konunun temel nedenleri üzerinde durmadan önce, gençlerin nasil bir kimlige sahip olduklarini belirtmek gerekir.
Bilindigi gibi gençlik, dinamizmi, yeniligi, degisimi, bilimi, arastirmayi, sorgulamayi, tartismayi, aykiriligi, özgürlügü seven bir kesimdir. Günümüz bilim ve teknoloji çaginda telefon, internet, video benzeri araçlarla her türlü bilgiye kolayca ulasabilmektedirler. Bilim-kurgu, sanat, edebiyat, felsefe, spor, film, müzik, bilisim, kisisel gelisim ve mizah türü eserler onlarin ilgisini daha çok çekmektedir.
Zaman zaman gençlerle ilgi yapilan arastirmalarda, gençlerin kimlikleri itibariyle bir savrulma içerisinde olduklari, dinî ve ahlaki degerlerden uzaklastiklari rahatlikla görülmektedir. Bazilarinin kendilerini ateist, bazilarinin deist, bazilarinin agnostik, bazilarinin nihilist, bazilarinin hedonist olarak tanimladigi görülmektedir.
Evet, yapilan arastirmalarda, bir kisim gençlerin Islam’a karsi tavir aldiklari, karsit söylemlerde bulundugu, Tanri ve ahiret inancini ret ettigi, ölümden sonra bir hayati kabul etmedikleri görülmektedir. Onlara göre hayatin amaci haz ve mutluluktur ve bu dünyadan ibarettir.
Gençler, sahip olduklari psikolojik, sosyolojik, politik ve felsefi nedenlerle geleneksel dini ret etmekte, onun yerine akli, bilimi, özgürlügü esas almaktadirlar. Bilgi kaynaklari sadece gözlem, deney ve rasyonel düsüncedir. Onlara göre algilanabilenler disinda fizik ötesi varliklar yoktur. “Vahiy, test edilemedigi için bilgi kaynagi olarak görülemez. Dinler mitolojik döneme ait birer inançtir. Modern dönemde insanin tüm ihtiyaçlarini bilim karsilamakta, o da yeterli ve geçerli tek unsurdur” demektedirler.
Gençlerin Islam dinine karsi mesafeli olmalarinin temel nedenlerinin basinda okuduklari kaynaklar ve edindikleri arkadasliklar gelmektedir. Bugün gençlerin inanç dünyasini ve hayatlarini etkileyen temel faktör, internet aracidir. Gençlerin, internet ve basili yayinlarla baslayan okumalari, arastirma, sorgulama ve egilimleri, zamanla onlari farkli inanislara götürmektedir.
Diger taraftan, çagin hizla ilerleyen ve sürekli degisen dinamikleri karsisinda gençlere “din” olarak sunulan bilgilerin önemli kismi, vahye ve akla aykiri, hurafelerden ve mitolojiden olusan hikayelerdir. Bu yanlis din ögretisinin yani sira, bir de dindarlarin yasakçi tutumlari, adaletsizlikleri, ahlaki sorunlari ve dini istismarlari, maalesef topluma kaos, istikrarsizlik ve zulüm getirmis; ayrica ateizm ve deizm gibi din karsitligi inanislarin yayilmasina zemin hazirlamistir. Vahiy, akil, hikmet ve basiret merkeze alinmayinca, gençler dinden fersah fersah uzaklasmaya baslamistir.
Bir kisim medyanin, sahte Müslümanlarin sahte inanislarini, hak ve adalet konusunda hassas olmamalarini, kadina karsi yanlis tutumlarini, siddet ve terörden yana olduklarini dile getirerek hayatlarini örnek olarak sunmasi, gençlerin zihinlerini bulandirmakta, sonra da gerçek din olan Islam’dan da sogutmaktadir.
Evet, gençlere Islam dini dogru anlatilmazsa, vahiyden kopuk, israiliyat, hurafe, kesif, keramet, rüya gibi mitolojilere dayandirilmis batil bir din anlatilirsa, gençler hakli olarak o batil dine karsi çikacak, bu tarz bir din anlayisini akildisi, özgürlügü kisitlayici, baskici, sikici ve çagdisi (geleneksel) bularak ret edeceklerdir.
Günümüzde Islam dininin (vahyin), çagin akil ve bilimiyle okunup yorumlanmasi, din dilinin ve dini düsüncenin güncellenmesi kaçinilmazdir. Artik, asirlar önceki akil ve konjonktürle yapilan yorumlar, güncel karsiligi olmayan basmakalip fetvalar, dar kaliplara sikistirilan ezberler, rüya yorumlari, akil disi hikayeler ve hurafe dolu anlatimlarin gençler tarafindan kabul görmesi beklenemez.
Islam dini (vahiy), mutlak anlamda insanliga huzur ve mutluluk sunmaktadir. Dolayisiyla, Islam’i gençlere dogru anlatma zarureti vardir. Maalesef her gün ekranlarda boy gösteren “hoca kisveli” hikayecilerin anlattiklari, dünya genelinde Müslümanlarin pek iç açici olmayan sosyo-ekonomik durumlari, Müslümanlarin terör eylemleriyle iliskilendirmeleri, cemaat ve mezhep kavgalari, öteki ile iliskileri, kadin algisi gibi durumlar, gençleri baska izmlere sevk etmistir.
Dini merkeze alan cemaatlerin, hak, adalet ve ahlak gibi degerlere yeterince önem vermemeleri, söyledikleriyle yasadiklari uyumlu olmamasi, kendilerinden olamayanlara tekfir edip hayat hakki tanimamalari, gizlilik içerisinde hareket etmeleri, gençleri dini sorgulamaya götürmüstür.
Özellikle Gülen cemaatinin, dini ve kendilerine güvenenleri istismar etmesi, örgütsel bir yapi/cemaat insa ederek devlet içinde haksiz kadrolasmasi ve nihayetinde silahli bir darbe girisiminde bulunmasi, dine ve dolayisiyla cemaatlere karsi güvensizlik meydana getirmis ve gençlerin dinden uzaklasmalarina neden olmustur.
Yine “dindar, muhafazakar” oldugunu söyleyen iktidarlarin ve/ya siyasi partilerin, adalet ve liyakat konusunda güven vermemesi de gençlerin dinden uzaklastirmalarina sebep olmustur.
Diger taraftan, bu modern/sekuler ve tüketim çaginda yogun is temposunun insani makinelestirmis olmasi, daha çok kazanma hirsi, bireysellesme temayülü, rahata düskünlük, cinsel içerikli yayinlarin yayginlasmasi, nikahsiz iliskilerin özendirilmesi, ensest iliskilerin siradanlastirilmasi ve modern kent yasaminin dinamikleri, gençleri dini düsünceye karsi olumsuz etkilemistir.
Peki, Islam diniyle sorunlari olan gençlere karsi ne yapilmalidir?
Öncelikle sorunlu olan gençlerin sorularini ve sorunlarini iyi anlamak lazimdir. Gençleri batil izmlere/inanislara götüren (yukarida bahsettigimiz) sebepleri masaya yatirmakla ise baslamak gerekir.
Her seyden önce, onlarin psikolojik ve sosyolojik yapisini ve egilimlerini dikkate alarak, Kur’an aydinliginda yetistirmek zorundayiz; zira bütün batil ve hastalikli inanç ve izmlerin ilaci Allah’in ayetleridir. Insanlari en iyi taniyan Allah, insanlarin nasil yasamasi gerektigi hususunda talimatname (Kur’an) göndermistir. Iste o talimatname dogru anlasilip dogru anlatilirsa, insanlarin batila kaymasi kolay olmayacaktir. Bunun için de öncelikle egitimcilerin Kur’an egitiminden geçmesi gerekir.
Ateizme ilgi duyan gençler bilmelidirler ki her eserin nasil ki bir ustasi varsa –kendiliginden meydana gelmiyorsa- kainattaki bütün varliklarin da bir ustasi/yapani vardir. Bunu görmezlikten gelmek, kendini inkar etmektir.
Yine bilmelidirler ki bir ülke, bir sehir, bir mahalle, bir okul, bir ev nasil sahipsiz olamiyorsa, koca kainat da sahipsiz olamaz. Nasil ki düzenli ve sistemli çalisan her müessesenin basinda bir yönetici varsa, kainattaki düzenin/sistemin de bir yöneticisi vardir. Bu durum gün gibi asikardir ve hiçbir saglikli akil inkar edemez.
DEIZM’e ilgi duyan gençler bilmelidirler ki nasil ki her müessesenin saglikli islemesi için kanun ve yönetmeliklere ihtiyaç varsa ve o müessesede görevli olanlar da o kanun ve yönetmeliklere karsi sorumlu olmak zorundalarsa, Kainattaki sitemin ve sosyal hayatin saglikli islemesi için de kainat sahibinin kanun ve talimatnameleri (dini) vardir ve bu kanun ve talimatlardan bütün insanlar sorumludur. Bunu görmezlikten gelmek, akil tutulmasidir.
Örnekleri daha fazla uzatmadan belirtmek isterim ki “gençlerin inanç sorunu” yanlis egitim ve ögretimden kaynaklanmaktadir. Köklü bir çözümü için, devlet önce Kur’an aydinliginda, akil ve bilim isiginda egitimciler yetistirmelidir. Bu egitimcilerin yetistirdigi gençlerin batil inanislara sapmasi kolay olmayacaktir; zira bir egitimci olan Resulullah as, insanlara Allah’in ayetlerini teblig ettiginde, ona yasli insanlardan ziyade öncelikle gençler kulak vermis ve ona inanmislardi.
Öyle ise, gençlerin “dindar” olmasi isteniyorsa, basta devlet yetkilileri olmak üzere her insan, sorumlulugunu yerine getirmelidir. Hashas ekmisseniz, pirinç bekleyemezsiniz.
Selam ve muhabbetlerimle… BESIR ISLAMOGLU
(Bu yazida yer alan fikirler yazara aittir. Hikmet Akademisi’nin bakis açisini yansitmayabilir.)
Muammer Turan