Islam, Allah’in indirdigi dinin adidir. Dinin sartlari olmaz; dinin ütün ilkeleri kabul edilmelidir. Müslüman olmanin sartlari vardir. Iman etmek, ahlakli olmak ve ibadet etmek sarttir.
Islam dinini kabul edip Mümin/Müslüman olmanin iki sarti vardir; biri iman, digeri de ameldir. Iman; Allah’a inanip güvenmek ve bildirdiklerinin tümünü kabul etmektir. Amel ise; adaletten merhamete, namazdan hacca, zekattan sadakaya bütün bir hayati kapsayan ibadetler bütünüdür.
Nasil ki imanin esaslari/sartlari varsa, her bir amelin geçerli olmasi için de bir takim sartlar/rükünler vardir. Amelin (ibadetin) sartlari, her bir amele göre degisir. Her amelin geçerli olmasi için kendine özgü sartlari, bölümleri vardir. Namazin sartlari gibi.
Esasen Islam dini iman, ibadet ve ahlak olmak üzere üç bölüm olarak kabul edilir. Bu bölümler birbirinden bagimsiz degildir; iç içedir ve birbirini korumaktadir. Bu üç bölümü kabul edene mümin/Müslüman adi verilir.
Birinci kisim olan iman, bizzat Kur’an tarafindan bes esas/kisim olarak belirlenmistir. (Allah’a, meleklerine, kitaplarina, elçilerine ve ahiret gününe inanmak) Allah’a sirk kosmadan bu esaslara inanan ve Allah’a güvenen kimseler, Islam dininin ilk kismini kabul etmis olurlar.
Ikinci bölüm olan Ibadet ise oldukça genis bir kavramdir. Yani Allah’i hosnut edecek her bir söylem ve eylem ibadettir; ancak dar anlamda ibadet denilince, namaz, oruç, hac, dua gibi ritüeller anlasilir. Iman ettigini iddia eden kisilerin bu ritüelleri yerine getirmesi zorunludur.
Üçüncü bölüm olan ahlak ise, varliklar arasindaki düzeni ve uyumu saglayan kaideler (esaslar) demektir. Insani “insan” yapan ve Müslümani da “Müslüman” yapan esasen ahlaktir. Onun için ben, ahlak esaslarini önemine binaen -iman bölümünden sonra- ikinci siraya yerlestirmek isterim.
Kur’an’in bildirdigi ahlak kurallarina uyan kimse ahlakli (düzgün) bir insan/Müslümandir. Dolayisiyla bir kimse Kur’an’in belirledigi ahlak kurallarina sahip degilse, imaninin kendisine pek bir yarari olmaz. Yani, imanin saglikli biçimde kalmasi ahlak esaslarina baglidir; çünkü ahlak esaslari, imani ayakta tutan ve hayati anlamlandiran ruhtur, enerjidir. Tipki bir aracin yakiti gibi. Her yönüyle mükemmel bir araç düsünün! Yakiti yoksa o araç sadece vitrinliktir. Dolayisiyla bir insanda ahlak ilkeleri yoksa o insan sadece kaliptir, yaratilis amacindan uzaktir.
Binaenaleyh bu küçük makaledeki maksadim, imandan hemen sonra gelen ve imani ayakta tutan, ancak Islam müktesebati içerisinde gerilere atilan ve ilmihallerde bile pek yer verilmeyen ahlak esaslarini yeniden gündeme tasimak ve ilk siralara çikartmaktir.
Islam dininin en temel bölümlerinden olan ahlak esaslarini; adalet, merhamet, iffet, hasenat ve salihat- olmak üzere bes esasta toplamak mümkündür. Simdi kisaca bu esaslar üzerinde durmaya çalisalim.
1.Esas/sart: Adaletli olmak. Kime ait olursa olsun, her varligin hakkini korumak en temel ilkedir. Bu ilkeyi korumak her insanin basta gelen vazifesidir. Bu konuda zayiflik gösteren, diger esaslarda dürüst ve saglikli hareket ettigini söyleyemez. Adaletli olmayan her insan, zalimdir.
2. Esas/sart: Merhametli olmaktir. Merhamet; haksizliga ugrayan, ezilen, düsen, muhtaç olanlara aciyarak yardim elini uzatmaktir. Merhametli davranan kimseler, sadece kendilerini degil, bütün varliklari düsünen, onlara aciyan ve gücü nispetinde yardim eden kimselerdir. Merhamet duygusu tasimayanlar ise, sadece kendilerini düsünen, kendilerine çalisan bencil insanlardir. Bilinmelidir ki Allah merhamet etmeyene, merhamet etmez.
3. Esas/sart: Iffetli olmaktir. Iffet; sahsiyetini, serefini, onurunu, namusunu korumaktir. Insani hakir kilan ve asagilayan her türlü eylemlerden uzak durmak iffetli olmanin geregidir. Iffetli olmak için kilik kiyafetimize dikkat edecegimiz gibi, sözlerimize ve davranislarimiza da çok önem vermemiz gerekir. Her ne sebeple olursa olsun, hiç kimsenin önünde egilmemeliyiz; bize hakaret etmesine firsat vermemeliyiz ve kendimizi tasimasini bilmeliyiz.
4. Esas/sart: Hasenat sahibi olmak. Hasenatli olmak; ihsan sahibi, iyiliksever, iyilik sahibi olmaktir. Muhtaç durumda olanlara zekat ve sadaka gibi maddi yardimlarla iyilik yapilabilecegi gibi, beden ile yüküne yardim etmek, dil ile güzel söz söylemek, sohbet etmek, derdini dinlemek, yol göstermekle de iyilik yapilir. Ahlakli bir insan, elinden geldigi ölçüde, sadece insanlara degil, bütün yaratiklara iyilik ve yardim eder.
Hasenat sahibine Allah Muhsin adini verir ve onlari çok sevdigini belirtir.
5. Esas/sart: Salih olmak. Salihat; En genis anlamiyla “islah edici” ameller demektir. Yani, her varligin kendisine taninan sinirlar içerisinde özgürce baris ve huzur içinde yasamalarina yardimci olmaktir. Salih bir ahlaka sahip olanlar, her konuda (inanma, ibadet, ticaret, seyahat, is, as, egitim vs.) insanlarin, Allah tarafindan kendine taninan sinirlar içerisinde özgürce yasamalarina önem verirler ve yardimci olurlar.
Salihat, esasen yeryüzünde her türlü bozgunculuga karsi durmak, Allah’in belirledigi düzeni korumaktir. Yerde ve hatta göklerde düzen bozulursa, varliklarin saglikli bir sekilde yasamalari mümkün olmaz. O bakimdan salihat, bozgunculugun karsiti olan düzen ve huzur demektir. Salih kimseler, daha çok bu alanda mücadele veren kimselerdir.
Hülasa, Islam, Allah’in indirdigi dinin adidir. Dinin ütün ilkeleri kabul edilmelidir. Islam dininin bölümleri vardir. O bölümlerin kendi içinde sartlari vardir; namazin, abdestin sartlari oldugu gibi ahlakin da sartlari/ilkeleri vardir. Yukarida belirttigim bes sart/ilke, bütün ahlak kurallarini kapsamaktadir. Ahlak kurallari tevhit inancini ayakta tutan en önemli amellerdir. Bu kurallari önemsemeyenler, imanlarini muhafaza edemezler.
Selam ve muhabbetlerimle…
BESIR ISLAMOGLU
(Bu yazida yer alan fikirler yazara aittir. Hikmet Akademisi’nin bakis açisini yansitmayabilir.)