Erdemli toplumdan kastimiz, ahlaki ilkelere sahip, medeni, iyi/düzgün ve güven veren toplum demektir.
Soru su: Erdemli toplum nasil olusur? Lider/önder (veya devlet) mi erdemli toplumu yetistirir, yoksa toplum mu erdemli liderler/önderler yetistirir? Bu soruya en makul cevap, “ayetler ve elçiler” üzerinden verilebilir; söyle ki:
Insanlik tarihini okudugumuzda, erdemli insanlarin yetismesi için, ilk yaratilistan itibaren yüce yaratici tarafindan insana/topluma sürekli vahiyle yol gösterildigi, elçiler gönderildigi rahatlikla görülecektir. Demek ki erdemli bir toplumun olusmasi için öncelikle “yol gösteren ayetler/ilkeler” olmalidir. Insanlar ilkesiz/kuralsiz kendi baslarina erdemli olamiyorlar ki Allah kendilerine elçiler araciligiyla yol gösterici olan ayetlerini (vesikasini, talimatlarini) göndermistir.
(Allah, mesaj ve elçiler göndermedigi toplumlari dünya azabiyla cezalandirmadigini deklere etmektedir. Yöneticiler simarir ve kötülük yaparlarsa, o topluluk helak olmayi hak etmis olur. (Isra 15, 16)
Demek ki erdemli bir toplumun olusmasi için birinci husus, yazili ilkelerin/vesikanin bulunmasidir. Yani, insanlarin uymasi gereken kamil/adil bir sistem/düzen olmalidir. Evet, erdemli insanlarin yetismesi için öncelikle uymalari gereken “erdemli (adil) bir sistem” olmalidir. Erdemli/adil bir sistem/düzen olmadan insanlarin haklari korunamaz ve haksizliklar önlenemez. Insanlar sadece vicdanlariyla bas basa birakilamaz. Tüm insanlarin hakkini koruyan bir sistemin yürürlükte olmasi ve uymayanlarin agir sekilde cezalandirilmasi erdemli kalmanin gereklerindendir.
Ikinci husus da adil sistemi, adil bir sekilde çalistiracak erdemli bir liderin (kadronun) bulunmasidir. Dürüst, adil, liyakatli, cesaretli ve çaliskan bir lider, ne yapacagini ve ekibini kimlerden seçecegini iyi bilir. Böyle donanimli bir liderin, toplum üzerinde çok büyük tesiri olur. Bu vasiflara sahip karizmatik bir lider, toplumu rahatlikla dönüstürebilir. Yeter ki adil, çaliskan, kendisiyle barisik, tutarli, saygi uyandiran ve ikna edebilen bir karaktere sahip olsun.
Insanlik tarihine baktigimizda, insanlar siratelmustakimden ayrildikça (Ilahi nizam/sistem disina çiktikça) Allah, elçiler vasitasiyla onlara ayetlerini/mesajlarini tekraren gönderdigini ve insanlari kendi hallerine ve vicdanlariyla bas basa birakmadigini görürüz. Son elçi Muhammed as da Allah’in mesajlarini esas alarak ilahi nizami ayakta tutmus, bir medeniyet insa etmis ve insanlarin erdemli bir sekilde yetismelerine önderlik ve rehberlik yapmistir. Muhammed as’in bu liderlik/önderlik ve devlet gelenegi kendisinden sonraki çaglarda da benimsenerek -kör topal da olsa- devam etmistir.
“Balik bastan kokar” atasözü mevzumuza isik tutmaktadir. Herhangi bir alanda “bas” olmak isteyenler, o alanla ilgili ehliyet ve liyakate (erdemlilige) sahip olmalidirlar. Eger liderler, önderler, yönetenler, bas olanlar, aile reisleri vb. erdemli, muttaki (sorumluluk bilincine sahip) olur ve ilahi sistemi adilane çalistirirlarsa, yönetimleri altinda bulunan insanlarin yanlis/kötülük yapma orani oldukça zayif kalir. Lakin liderler söz konusu vasiflara sahip degilse, yönetilenlerin kendi baslarina erdemli kalmasi beklenemez; zira toplumu yücelten sistemle birlikte liderleridir.
Toplum genellikle bastakilerine/önderlerine bakar; Liderler/önderler adil ve güvenilir olurlarsa, halk haksizliga ve yalanciliga cesaret edemez. Liderler/önderler insanlara saygili olurlarsa, halk saygisizliga cesaret edemez. Liderler/önderler çaliskan olurlarsa, halk tembellik yapamaz. Demek ki toplumun gelismesi ve erdemli kalmasinin temelinde yöneticilerin büyük rolü vardir. Onlar islerini düzgün yapar ve denetimlerini siklastirirlarsa, vatandaslar da ona göre sekil alirlar. Unutmayalim ki tarihteki zaferler, basarilar ve toplumun dönüstürülmesi büyük liderler ve liderlerin kadrolariyla gerçeklesmistir. 20. Yüz yilin bilge lideri Aliya Izzetbegoviç, bu tezin en güzel örnegidir. (Vefatinin 18. Yilinda -19.10.2003- kendisine rahmetle ve sevgiyle aniyoruz.)
Peki, erdemli toplumu erdemli bir sistem ve liderler yetistiriyorsa, erdemli liderleri/önderleri kim, nasil yetistirecek?
Erdemli liderler, dogustan gelen yetenekle birlikte iyi bir egitim-ögretimle (okumayla) ancak yetisir. Yetenekleri dikkate alarak düzenlenmis saglikli bir egitim sistemi, kimlerin iyi bir lider/yönetici, kimlerin iyi bir doktor, kimlerin iyi bir mühendis, kimlerin iyi bir ögretmen ve kimlerin de diger alanlarda iyi bir meslek sahibi oldugunu rahatlikla ortaya çikartir ve ona göre de yetistirir. Yeter ki insanlarin kabiliyet ve yeteneklerini dikkate alan bir egitim sistemi olsun…
Evet, erdemli liderlerin/önderlerin yetismesi iyi bir egitim almasiyla mümkün olacaktir. Bu egitim de Kur’an’in temel ilkelerinin merkezde oldugu bir egitim sistemi olmalidir. Bugün dünyada kismen de olsa adil/düzgün çalisan ülkeler/sistemler, adini koymasalar da (Kur’an’i ilkeler demeseler de) aslinda Kur’ani ilkelerle hareket etmektedirler. Adil, tarafsiz, seffaf, ortak akilla hareket eden, tecrübeye dayanan, sahsi çikardan uzak, kamu yararina önem veren, görevi emanet bilen, bilgili, yetenekli, liyakatli yöneticiler Kur’an’in insanlik için öngördügü sistemi çalistirmaktadirlar ve dünya üzerinde örnek olarak gösterilmektedirler.
Özetle belirtmek isterim ki insanlari erdemli kilan birinci adim sistemdir; ikinci adim da liderdir. Öyle ise, bir ülkede adil bir sistem yoksa bunun farkinda olan her vatandas, o sistemin olusmasi için gayret sarf etmeli, siyasetçileri ve kamuoyunu harekete geçirmelidir. Bu konuda özellikle siyasetçilere, akademisyenlere, yazarlara, entelektüellere, gazetecilere çok is düsmektedir. Bu gruplar, adil bir sistem ortaya çikartana kadar asla bos durmamalidirlar. Sistemi olusturmakla da kalmamali, yönetenleri denetlemeli ve aksakliklari rapor ederek ilgili makamlara bildirmelidirler.
Türkiye’de geçmiste oldugu gibi bugün de adil bir sistem ve erdemli liderlere (siyasetçiye, yöneticiye) çok ihtiyacimiz var; zira toplumun erdemli olmasi, huzur ve güven içerisinde yasamasi adil bir sistem ve o sistemi çalistiran ekibe baglidir. Erdemli bir sistemin yürürlükte ve yönetenlerin isbasinda olmasi için de ancak halkin saglikli bir egitim almasi ve hak ve adalet konusunda bilinçlenmesi ile mümkün olacaktir.
Selam ve muhabbetlerimle… BESIR ISLAMOGLU
(Bu yazida yer alan fikirler yazara aittir. Hikmet Akademisi’nin bakis açisini yansitmayabilir.)