Geçen hafta, sadece Yahudi ve Hiristiyanlar degil, Müslümanlar da dinlerine eklemeler yaparak tahrif ettiklerini yazmis ve su örnegi vermistim:
“(Yahudiler) dinleri hakkinda iftirada bulunarak söyle demislerdi: “Bize sadece sayili günlerde ates dokunacaktir.” (Al-i Imran 24) Maalesef, benzer iftirayi Müslümanlar da yaparak söyle dediler: “Cehennemde günahlarimiz kadar yandiktan sonra çikip cennete girecegiz.”
Bu haftaki makalemizde de Müslümanlar tarafindan “Allah’in dinine yapilan uydurmalar” ile ilgili örneklerle konuyu sürdürmeye devam edecegiz.
Iddia (iftira) su: “Kainat (evren, dünya, herkes) Muhammed as için yaratildi.” Ve “Muhammed as, Allah arsinin (kainatin) nuru”dur. (Her gün “sala” adiyla okunan hitabede bu ifade kullanilmaktadir.)
Kur’an mi söylüyor? Hasa! Peki, nereden çikti bu inanç? Iftiracilar, kendi emellerine kavusmak için yine Nebi’yi kullandilar ve söyle bir iftirada bulundular: Allah buyurdu ki: (Hasa, O’nu tenzih ederiz.) “Ey Muhammed! Eger sen olmasaydin ben bu Kainati yaratmazdim.”
Gerçekten yüce Allah, kainati (yaratilan her ne varsa, onu) Muhammed as için mi yaratti? Yani, Allah’in hükümdarligini, gücünü ve sanatini gösteren koca kainatin yaratilmasi bir fani insanin hatiri için yaratilmis olabilir mi? Niçin Ibrahim ve Musa Nebiler için degil de sadece Muhammed as için yaratildi? Bu önemli hüküm, bir ayetle belirtilmez mi? Tersine Allah, bizleri niçin yarattigini Kur’an’da açikça belirtilmektedir. Bir ayetinde söyle buyurmaktadir:
“Allah, hanginizin daha iyi ameller isleyeceginizi sinamak için hayati ve ölümü yaratti…” (Mülk 2, Hud 7)
Kur’an’i okuyup anlamaya çalisan her Müslüman bilir ki kainat insan için yaratilmis, insan da imtihan için yaratilmistir. Bunun ötesi yoktur. Peki, bu ayetleri okuyan ve insanlara teblig eden Allah’in elçisi, böyle bir konusma yapabilir mi? Kendi sözlerini Allah’a isnat etmenin (kutsi hadis diye vermenin) agir bir vebal oldugunu bilen Resulullah, böyle bir hataya düsebilir mi? Dahasi, Kur’an’in hükümlerine aykiri hükümler vaaz edebilir mi? Elbette edemez; zira Resulullah as, insanlara Allah’in su ayetinin okuyordu:
“Bilesiniz ki bu Kur’an, alemlerin Rabbi olan Allah tarafindan indirilmistir. Eger Muhammed (as) kendi sözlerini bize isnat etseydi, biz onun gücünü elinden alirdik, sonra da onun can damarini koparirdik ve içinizden hiç kimse de engel olamazdi.” (Hakka 40-47)
Öyle ise, Müslümanlar olarak, Allah’in Kur’an’da bildirdiklerini (dini) ciddiye almak ve güvenmek zorundayiz. Hiçbir rivayeti Allah’in kelamina esdeger olarak kabul edemeyiz. Yaratan ve yasatan kim ise, yol göstermek (din bildirmek) de onun hakkidir. Insanlar din belirleyemezler; sadece indirilen dini anlamak ve anlatmak için üzerinde yorum yapabilirler; o da ancak kendilerini baglar. Bu konuda agir mesuliyet tasidigimizi unutmayalim.
Evet, yaratan ve yasatan kim ise, yol göstermek (din bildirmek) de onun hakkidir. Dolayisiyla Islam’da iki ayri otorite yoktur. Allah hiçbir zaman otoritesini baskalariyla paylasmaz. Resuller O’nun ortagi degil, sadece elçileridir. O; elçilere hangi talimati verirse, elçiler onu yerine getirir; asla muhalefet etmezler.
Ikinci bir iddia (iftira) da “Muhammed as’in, Allah arsinin nuru” kabul edilmesidir. Oysaki Nur, bizzat Allah’tir; Allah’in isik veren ayetleridir.
“Allah, göklerin ve yerin nurudur.” (Nur suresi, 35)
“Ey insanlar! Size Rabbinizden kesin bir delil, apaçik bir nur (Kur’an) indirdik.” (Nisa suresi, 174)
Görüldügü gibi, Yüce Allah, bütün insanliga apaçik olan bir nur, yani Kur’an indirdigini açikça beyan ediyor. Dolayisiyla Kur’an’in bir adi da nurdur. Bu nura (isiga) inanip, bu isigin aydinliginda yürümek isteyenleri, karanliklardan aydinliga çikartir.
Muhammed as, arsin nuru degildir. Sadece onun üzerinden Allah, insanlara nurunu (ayetlerini) göndermistir. (Araf, 157)
“Inkarcilar, agizlariyla Allah’in nurunu (ayetlerini) söndürmek istiyorlar. Oysa Allah, onlarin bütün çabalarina ragmen nurunu tamamlayacaktir.” (Tevbe, 32)
Hakikat sudur ki dinin tahrif edilmesi ve yeni bir takim inanç ve hükümlerin konulmasi, genellikle Nebi as üzerinden yapilmaktadir; çünkü korunmus olan Kitap metnine ilaveler yapma imkani yoktur. En kolay yol, bir rivayet zinciri olusturup, istedigini Nebi’ye söyletmektir ki genellikle din öyle tahrip ve tahrif edilmistir.
“Dinleri ile ilgili uydurduklari kendilerini aldatmisti” ayetini sadece Yahudi ve Hiristiyanlar için düsünüyorsak, büyük bir yanilgi içerisindeyiz. Müslüman olarak geçinenler, onlardan geri kalmamislardir. Baktigimizda Resulullah as, bütünüyle Kur’an’a uydugu, Kur’an hükümlerini uyguladigi ve Kur’an ile ögüt verip uyardigi halde, onun hayati Kur’an’dan kopartilarak, kendisi adeta “Allah’in ortagi” haline getirilmistir.
Bilinmelidir ki Resulullah’i dogru anlamak, Kur’an’i dogru anlamakla esdegerdir. Kur’an’dan kopuk ve uzak tutulan bir toplum, Resulullah’i dogru anlayamadigi gibi, Allah’in dinini de dogru anlayamaz ve “din bezirganlari” tarafindan aldatilmaya ve sömürülmeye devam edecektir.
(Örneklerle konuya devam edecegiz, insallah…)
Selam ve muhabbetlerimle…
BESIR ISLAMOGLU
(Bu yazida yer alan fikirler yazara aittir. Hikmet Akademisi’nin bakis açisini yansitmayabilir.)