Din, Allah’in insanlara yol göstermek için bildirdigi mesajlardir. Yaratan ve yasatan kim ise, yol göstermek (din bildirmek) de onun hakkidir. Dolayisiyla din bildirmek, bütünüyle Allah’in hakkidir ve ona aittir.
Allah katinda din, Islam’dir. Islam’in disindaki dinler, uydurmadir ve batildir. “Kim, Islam’dan baska bir din ararsa, bilsin ki o, asla kabul edilmeyecektir ve ahirette o, kaybedenlerden olacaktir.” (Al-i Imran suresi, 85)
Insanlar din icat edemezler; sadece Allah’in dinini ögrenmek ve ögretmek için tevil ve yorum yaparlar. Bu tevil ve yorumlar da sadece kendilerini baglar. Tarih boyunca da hep böyle olmustur. Nice din alimleri gelip geçti; bunlarin ekseriyeti dinden anladiklarini ortaya koymaya ve baskalarina ögretmeye çalistilar. Demek ki dini yorumlayabiliriz; ancak asla ilave ve eksiltme yapamayiz. Dinde olmayan inanç, hüküm ve ilke koyamayiz. Aksi takdirde “Allah’a din ögretmis” olacagiz.
Bu makalemizde, kisaca Allah’in dinine yapilan uydurmalar üzerinde duracagiz.
Allah Kur’an’da, “kendilerine kitaptan bir pay verilenler, kendi aralarinda hüküm verirken Allah’in Kitabina çagrildiklarinda, içlerinden bir grubun yüz çevirmeleri” ve “sadece sayili günlerde biz ates dokunacaktir” demeleri üzerine, “dinleri hakkinda uydurduklari seyler, kendilerini aldatmisti. Herkesin kazandiklari seylerle bas basa kalacaklari gün, onlarin hali nasil olacak!” (Al-i Imran, 23-25) buyurarak, “din uyduranlarin” akibetlerinin kötü olacagini haber vermektedir.
Peki, “Kitaptan kendilerine bir pay verilenler (Kitap ehli)” ne demislerdi? Kendilerine verilen Kitapta, böyle bir hüküm olmamasina ragmen, “Bize sayili günlerde ates dokunacaktir” dediler. Yani, Allah’in hükümleriyle hükmetmeme cezasinin, ahiretteki karsiliginin birkaç gün olacagini dile getirdiler. Allah da “bunun, uydurma ve yalan” oldugunu bildirdi. Kime bildirdi? Muhammed as’a ve tüm insanliga…
Peki, “Müslümanim” diyenler bu ayetleri ciddiye alarak din uydurmaktan uzak durdular mi, hayir? Benzer yalan ve uydurmayi -Kitapta olmamasina ragmen- Kur’an’a inandiklarini söyleyenlerin büyük çogunlugu da yapti. Ne dediler? “Günahlarimiza karsilik cehennemde bir süre kalir, tekrar cennete çikariz.” Dinin sahibi Allah mi böyle hüküm verdi, hayir? Nereden çikti bu hüküm? Birileri Nebi as adina uydurdu. Oysaki Kur’an’in tanittigi Resul, asla Kur’an’a alternatif bir din icat etmez, edemez; zira o, Kur’an’in dininden mesuldür.
Simdi, “cehennemden çikmama” konusunu önemine binaen baska ayetlerden görelim.
“Yaziklar olsun o kimselere ki, elleriyle Kitab’i yazarlar, sonra da onu az bir karsiliga degismek için, “bu, Allah’in katindandir” derler. Elleriyle yazdiklarindan ve kazandiklarindan dolayi yaziklar olsun onlara!
Bir de dediler ki “bize ates, sayili birkaç günden baska asla dokunmayacaktir.” Sen onlara de ki “siz bunun için Allah’tan söz mü aldiniz? Eger böyle ise, Allah verdigi sözden dönmez. Yoksa siz Allah’a karsi bilemeyeceginiz seyleri mi söylüyorsunuz?”
Hayir, kim bir kötülük isler de kötülügü kendisini çepeçevre kusatirsa, o kisiler ates halkidir; onlar orada “ebedi” kalacaklardir.
Iman edip salih ameller isleyenler ise cennetliklerdir. Onlar da cennette “ebedi” kalacaklardir.” (Bakara suresi, 79-82)
Müslümanlarin müktesebatinda (tefsir kaynaklarinda) “elleriyle yazip, bunlar “Allah’tandir” diyenlerin, Yahudi din bilginleri oldugu anlatilmaktadir. Yahudi din bilginlerinin, kendi dinlerinde yeni hükümler icat ettigi, birtakim hükümleri degistirdigi ve bunlari Tevrat’a ekledigi, sonra da yaptiklari bu müdahalenin “Allah katindan” oldugunu söyleyerek halk nazarinda itibar kazanip menfaat saglamalari bilinen dogrulardir.
Peki, Yahudilerden sonra Isa as’in takipçileri olarak gelen ve “Müslüman” ismini degistirerek kendilerine “Hiristiyan” adini veren bilginler ayni seyi yapmadilar mi? Onlar da ayni yolu takip ettiler ve yüzlerce Incil yazdilar. Allah’in, Isa as’a gönderdigi Islam dininin aslini degistirerek muharref hale getirdiler. Basta teslis inanci olmak üzere bir çok yeni hüküm icat ettiler.
Peki, Hiristiyanlardan sonra gelen Muhammed as’in takipçileri ve ümmeti oldugunu iddia eden din bilginleri, Yahudi ve Hiristiyan din bilginlerinin yaptigindan geri kaldilar mi? Hayir; onlar da benzer seyler yaptilar. Tabi ki Kur’an kitabi yazmadilar, yazamadilar; ancak Kur’an’a alternatif yüzlerce akaid, tefsir, hadis, fikih, ilmihal, risale kitaplari yazdilar. Yazdiklari bu kitaplar, “Allah’tandir” diyemediler (gerçi sayilari az da olsa diyenler oldu); ancak bu kitaplarin bir kismi, Kur’an’dan üstün tutuldu, Kur’an’in önüne geçirildi ve Kur’an’dan daha çok okundu.
Evet, “Kur’an anlasilamaz” denilerek –neredeyse- bütünüyle rafa kaldirildi; yerine bu kitaplar kondu ve okundu. Ilim tahsil edilecek, akide ögrenilecek ve hüküm verilecek ise, Kur’an’a degil, sadece bu kitaplara bakildi. Peki, Kur’an’a ne zaman ihtiyaç duyuldu ve dolayisiyla okundu? Onu da “din bezirganlari” söyle ögrettiler:
1. Kur’an, ölülerin ardindan bir parça (Yasin vd.) okunmalidir
2. Sevap devsirmek için bol bol hatim indirmelidir.
3. Ses yarismalarinda melodi olarak okunmalidir.
4. Hafizlik meslegi için tekrarlanmalidir. (Kur’an’i hayat kitabi kabul eden hafizlara hürmet ederim)
Konuya örneklerle devam edecegiz insallah…
Selam ve muhabbetlerimle…
BESIR ISLAMOGLU
(Bu yazida yer alan fikirler yazara aittir. Hikmet Akademisi’nin bakis açisini yansitmayabilir.)