INSAN OLMAK, ISTIKAMET ÜZERE OLMAKTIR
Insan; çevresindeki varliklarla uyum saglayan (ünsiyet kurabilen) ve cana yakin olan varlik demektir. Onun içindir ki yaratilisi itibariyle insan, "sosyal varlik” olarak tanimlanmistir.
Kuran, insanin, yeryüzünde halife olarak görevlendirildigini belirtmektedir. Halife demek, hem yaraticisina, hem de diger varliklara karsi sorumlu olan demektir. Iyiligi ve kötülügü kavrayip bunlardan birini seçmesi için, insana "idrak paketi” olan göz, kulak ve kalp/akil yetenegi ve özgürlügü verilmistir.
Özü itibariyle en güzel sekilde yaratilan insan, kötülüklerden yana tercihini kullanip imtihani basaramadigi zaman, asagilarin asagisina düsmeye mahkümdür. Öyle ki azginlasarak kendini adeta tanrilastirip yaraticisini unutma ve inkar etme durumuna düsenlere, Yaraticilari tarafindan kendilerine su hatirlatmada bulunulur: "Sizi basit bir sudan yaratmadik mi? (haddinizi bilin!) (77/20)
Istikamet ise, Allahin belirledigi dosdogru yol, hak ve hakikat yolu (sirat-i müstakim) demektir. Insan ise bu dosdogru yol üzerinde sapmadan ilerlemesi istenen varlik demektir.
Insani yaratan kim ise, istikamet belirleme de onun hakkidir. Allah, kitabinda istikamet ile ilgili ilkeler belirledikten sonra mevzuyu söyle baglamaktadir:
"Iste, benim dosdogru yolum budur. Ona uyun. Baska yollara uymayin; zira o yollar, sizi Onun yolundan uzaklastirir. Takvali olmaniz için, Allah size bunlari vasiyet etmektedir. (6/153)
Istikamet, Kurani bir kavramdir. Adalet üzere olmak demektir. Yani her yönüyle dogru, dürüst, düzgün, dengeli, asiriliklardan uzak, iyiliklerden yana, kararli ve vakarli bir durusla hakki üstün tutmak demektir.
Kuranda geçen "dinül-kayyim” (12/40) "herhangi bir egrilik, yanlislik içermeyen ve hüküm sahibinin sadece Allah oldugu "müstakim din” anlaminda kullanilirken; "kütübün kayyime” (98/3) seklinde geçen ayet de "dogruyu yanlistan ayiran "mustakim kitaplar” anlaminda kullanilmaktadir.
Istikamet sahibi insan bütün davranislarinda asiriliklardan uzak kalan, dengeli ve ilimli bir hayat tarzini kararli bir biçimde sürdüren kimsedir. Inancinda, ahlakinda, konusmalarinda, hal ve hareketlerinde, üretim ve kazançlarinda, attigi her adimda istikamet üzerinde olmak, insan olmanin vazgeçilmez kosuludur.
Nebi as, kendilerine ögütte bulunmasini isteyenlere söyle demisti: "Allaha iman et, sonra da dosdogru ol! Yani, "önce tevhit inancina sahip ol, sonra da tüm hayatinda dogruluktan ayrilma” demek istemistir; zira insan, iki temel rükün/kolon üzerinde ancak ayakta kalabilir. Bunlarin ilki tevhit inanci, digeri de ahlaktir (dogruluk ve iyiliktir.) Bu iki temel rükünlere sahip olmayanlar, "insan” olmayi hak edemezler.
Kendilerine "Müslüman” adini verenlerin, Islam ilkelerine göre bir hayat sekli ortaya koyamamalarina bakip ta "insan” olmayi sadece güzel ahlaka baglamak son derece yanlistir. Tek tarafli (tek ayakli) "Insan” olunmaz. Insan olmak için hem kendisini Yaratani bilip inanmasi, hem de toplumsal iliskilerde güzel ahlaka sahip olmasi gerekir. Güzel ahlaka sahip olup ta kendisini yaratan Rabbine itaat etmekten kaçan kisi, insan olmaktan çikar. Ayette belirtildigi gibi "ancak iman edip salihata sahip olanlar, asagilarin asagisina düsmez (insanliktan çikmaz). (95/6)
Düsünün! Iaseniz için yaninda çalistiginiz isvereni tanimaz, verdigi isi yapmazsaniz, düzgün/dürüst bir insan olabilir misiniz? Binaenaleyh, insana her türlü nimet/imkan veren alemlerin Rabbini tanimadan ve Ona itaat etmeden nasil düzgün/dürüst olunabilir? Tek tarafli bakmak, yani sadece insanlara karsi iyi olup olmadigina bakarak degerlendirme yapmak son derece aldatici olur.
Elbette bize, "insanlarin insanligi” (dürüst olmalari) lazimdir; ancak bu lazimlik tek yönlüdür ve dünyeviliktir. Kisinin kurtulmasi ve huzura kavusmasi için, hem Rabbine karsi insanligini/kullugunu göstermesi, hem de insanlara insanligini göstermesi gerekir; zira unutulmamasi gerekir ki dünya hayati geçicidir. Ölüm ile baslayan ahiret hayati bizleri beklemektedir. Insan için en akillica is, bu yeryüzü sinavini basariyla geçmektir.
"Her nefis ölümü tadacaktir. Sizi iyilik ve kötülükle sinariz. Ve siz, sadece bize döneceksiniz.” (21/35)
Hülasa; insan demek, istikamet üzere hareket eden demektir. Istikamet, Allahin, vahiyle belirledigi yol demektir. Insanlarin vahye alternatif olarak edindigi yollar, çarpik yollardir, asla huzura ulastirmaz. Allahin talimatlarina uyan kimse ancak istikamet üzeredir. (3/101)
O halde, toplumsal iliskilerde hak, adalet ve güzel ahlaktan uzak, sadece namaz ve bazi dualarla istikamet üzerinde oldugunu inanan kimseler yanildiklari gibi, Allah&rsquoin talimatlarini dikkate almadan sadece toplumsal iliskilerde düzgün olduklarina inananlar da yanilmaktadirlar. Istikamet (dosdogru yol) üzere olmak, hem Allaha karsi, hem de diger varliklara karsi duyarli ve aktif olmak demektir.
Rabbimiz! Senin talimatlarini dikkate almayip gazabina ugramis sapkinlarin yoluna degil, kendilerine nimet verdigin o salih kimselerin dosdogru yolunda yürümeyi bizlere kolay kil, nasip et!
Selam ve muhabbetlerimle…
BESIR ISLAMOGLU-
09.06.2023
Bu yazida yer alan fikirler yazara aittir. Hikmet Akademisi&rsquonin bakis açisini yansitmayabilir.