“Dillerinizin uydurdugu yalana dayanarak “su helaldir, su da haramdir” demeyin. Yoksa Allah’a iftira etmis olursunuz. Allah’a yalan isnad edenler (din uyduranlar), kurtulamazlar.” (Nahl, 116)
“Dinde tahrifat” basligi altinda 6. Makalemizi yayimliyoruz. Daha önce de belirttigimiz gibi, örnek olarak verdigimiz bu tahrifatlar (uydurmalar), sadece zayif veya mevzu hadislerde geçen rivayetler degildir; Türkiye’de basta DIB olmak üzere kendilerine “Ehl-i Sünnet” (ES) adini veren halkin büyük çogunlugu tarafindan kabul görüp “akaid” haline getirilen resmi örneklerdir. Bu örnekler öyle kaniksanmis ki bunlari kabul etmeyenler, din disina itilmektedir.
Daha önceki bes makalemizde 30 madde vermistik. Simdi örneklere kaldigimiz yerden devam edelim.
31. Kur’an, “Allah’tan baska ilah yoktur ve hiçbir insan Allah’in yanina koyulamaz” dereken, ES; Hiristiyanliktaki teslis (Tanri+ogul+kutsalruh veya Allah+Meryem+Isa veyahut baba+ana+ogul) inanci gibi farkli bir teslis (Allah+Muhammed+evliya veya Allah+elçi+mezhep veyahut (Allah+Muhammed+Ali) üçlemesini getirerek akidelestirdi.
32. Kur’an, dinden dönenlere ve namaz kilmayanlara dünyevi herhangi bir ceza öngörmezken, ES; bunlarin öldürülmelerini kayit altina aldi. Buna inanan yetkililer de bu hükümden yola çikarak, insanlari vahsice öldürmeye kalktilar.
33. Kur’an, zanilerin cezasini, -teshir edilerek- yüz degnekle sinirlandirirken, Es; recim edilerek (taslanarak) öldürülmelerini hükme bagladi.
34. Kur’an, Resulullah’in bile gaybi bilmeyecegini söylerken, ES; “velayet makami” adiyla bir makam icat ederek, bu makamda olanlarin gaybi bildiklerini, pek çok konuda önceden haber verdiklerini ve “tasarruf” sahibi olduklarini akidelestirdi.
35. Kur’an, haram belirleme yetkisinin sadece Allah’a ait oldugunu ve Allah’in neleri haram kildigini açikça belirttigi halde, ES; Kur’an’da belirlenen haramlarla yetinmeyerek, baska –onlarca- haramlar ihdas etti.
36. Kur’an, kadinlarin özel hallerini sadece “eza, hastalik” olarak görüp sadece iliskiyi yasaklarken, ES; bununla yetinmeyerek namaz, oruç, hac ibadetini ve Kur’an okumayi da malum halde olan kadinlara yasakladi.
37. Kur’an, kadin erkek ayirimi yapmadan tümünü “takva” esasina baglarken, ES; kadinlarin akil ve dinlerinin eksik oldugunu ve kocalarina karsi nankörlük yaptiklarindan dolayi genellikle cehenneme gireceklerini hükme bagladi.
38. Kur’an, Allah’in belirledigi inanç ve Islam’i öngörürken, ES; buna karsilik “Anadolu (halk) inanci ve Islam’ini (yorumunu) ihdas ederek yeni bir inanç ve yeni bir din (yasam tarzi) getirdi.
39. Kur’an, insanlara dinlerini ögretip yolu gösterdigi halde, ES; Kur’an yolunu ve Resulullah’in sünnetini yetersiz görerek, dini yasamada mutlaka mezheplerden sadece birinin yolunun (görüs ve uygulamalarinin) izlenmesi gerektigini kayit altina aldi ve uymayanlari mezhepsiz (bir nevi dinsiz) ilan etti. Allah, “Kur’an’a uyun” dedi; ES ise, “mezheplere uyun” dedi.
40. Kur’an’a göre Allah’in indirdigi ve razi oldugu dini Islam’dir. Islam dinini kabul edenlerin adi da Müslümandir. Müslümanlar da “Ehl-i Islam”dir. ES ise, “Müslüman” adini yetersiz görerek, Müslümanlar arasindaki siyasi çatismalardan dogan mezheplerin agirligi ile Müslümanlara “Ehl-i Sünnet” adini verdi ve böylece mezhep taassubunu Kur’an üzerine çikartti. Ehl-i Sünnet taifesinden olmayanlari da “batil” yani Islam disi ilan etti.
41. Kur’an, tüm peygamberlerin hem Resul ve hem de Nebi olduklarini belirtmesine ragmen ES; sadece kendilerine kitap verilenleri (dört peygamberi) Resul, digerlerini nebi olarak ilan etti. ES’e göre Resul; Allah’in, yeni bir kitap ve seriat verdigi elçidir. Nebi ise, Allah’in kendisine kitap ve seriat vermedigi elçisidir. Sadece insanlari, önceki dönemde veya yasadigi çagda kitap ve seriat verilen bir resulün dinine davet etmekle yükümlüdür.
Tahrifatla ilgili 41 madde verdik. (41 kere ….!) Istesek bu maddeleri 141’e de çikartabiliriz; ancak daha fazla uzatarak okuyuculari sikmak istemiyorum. Örneklerden de anlasildigi gibi, Kur’an hükümlerinde büyük sapmalar olmustur. Rivayetler Kur’an’in üzerine çikartilmistir. Kur’an müminlerinin, bu tahrifat ve sapmalari görüp, Kur’an’in gösterdigi yolu izlemeleri zorunludur. Aksi takdirde Allah’in dini yerine baskalarinin dinini yasamis olurlar ki bu açik bir buhran olur.
Kur’an sairi olan M. Akif’in uyduruk dinle ilgili su tespiti ile konuyu sonlandiralim:
“Dogrusu bu herifleri (vaizleri) dinledikçe, gençlerdeki dinsizlik modasini hemen hemen mazur görecegim geliyor! Eger dinin ne oldugunu bunlardan ögrenseydim, mutlaka Islam’in en büyük düsmani olurdum.” (Akif’in dindarlik anlayisi)
“Insanlari kendisiyle uyarmak ve gerçekleri ögretmek üzere sana indirilen bu kitaptan dolayi kalbinde hiçbir sikinti olmasin! Rabbinizden size indirilen Kur’an’a uyun! Onu bir kenara birakarak baska velilere (kaynaklara) uymayin! Niçin anlamak istemiyorsunuz?” (Araf,2,3)
Selam ve muhabbetlerimle…
BESIR ISLAMOGLU
(Bu yazida yer alan fikirler yazara aittir. Hikmet Akademisi’nin bakis açisini yansitmayabilir.)