Hayatini, davasina adamis, vazgeçmeyen Lider: NECMETTIN ERBAKAN

27 Subat, 27 Subat 2011 tarihinde vefat eden, Merhum Necmettin Erbakan Hocamizin vefatinin 10. Yil dönümü...
Hayatini, davasina adamis, vazgeçmeyen Lider: NECMETTIN ERBAKAN
Mahmut BALCI
Mahmut BALCI
Eklenme Tarihi : 27.02.2021
Okunma Sayısı : 1924

27 Subat, 27 Subat 2011 tarihinde vefat eden, Merhum Necmettin Erbakan Hocamizin vefatinin 10. Yil dönümü.

Bu vesileyle, Erbakan Hocamiza ve bu davada hizmeti geçmis, vefat eden bütün büyüklerimize Yüce Rabbim’ den rahmet ve magfiret diliyorum.

Bu yazida, Rahmetli Erbakan Hocamizin gördügüm, dinledigim, okudugum ve düsündügüm bir takim hususiyetlerinden bahsetmeye çalisacagim.

Erbakan Hocamiz, son derece zeki, çaliskan, azimli milli ve manevi degerlere bagli, Islami ve beseri ilimler alaninda kendini yetistirmis, “ Her ne yaptiysam, sadece Allah rizasi için yaptim” diyen yasayisi ile bunu gösteren samimi bir mümin, sohbetlerde diz çöküp saatlerce hareket etmeden ders ve sohbet dinleyen sabir timsali bir talebe,  küçük büyük herkese karsi nazik olan, bir nezaket abidesiydi.

Erbakan Hoca, sahip bütün bu yetenek ve imkanlarini basta Milletimiz, Islam alemi ve insanligin huzuru, Selameti, Refahi ve Saadeti için seferber eden ve bu yolda çalismayi cihat kabul edip, ibadet sayan ve son nefesine kadar bunun için mücadele eden bir Mücahit, bir Ilim adami, mücadele ve dava adamiydi.

Erbakan Hocanin, 1970 yilinda kurdugu 1972 yilinda “ Önce Ahlak ve Maneviyat” sloganiyla devam ettirdigi Milli Selamet Partisi hareketine kadar, bu ülkede, Müslümanlara verilen statü ikinci sinif vatandas statüsü idi. Müslümanlar bu ülkede belki memur olurdu amma amir olamazlardi. Bir dairede, bir okulda, belki bir hizmetli, mahallede küçük bir bakkal, köyde bir çoban, tarlada çiftçi olabilirlerdi. Ancak, inançlariyla degerleriyle kamuda ve is dünyasinda yönetici, amir olamazlardi. Buralarda bulunmak için inançlarini disarda birakma mecburiyetleri vardi. 

O güne kadar, “Siyaset,  Müslümanlarin isi degildir” “ Din ve siyaset bir arada olmaz”  “ Euzu billahi min Serri seytani ve Siyaset”  denilerek, Müslümanlar, siyasetten ve yönetimden uzaklastirilmis ve “Siyaseti önemsemeyen Müslümanlari, Müslümanlari önemsemeyen siyasetçiler idare etmis ve yönetmislerdi.”

Ülkemizde, Milli Selamet Hareketine kadar,  Müslümanlar, idare etmeye degil, idare edilmeye talip olmuslardi. Müslümanlarin, bu ülkede görevi, sadece vergi vermek, askerlik yapmak ve seçimlerde sandik basina gidip, birbirlerinden pek farki olmayan partilerden, adaylardan birini seçmekti. Iki serden birini, “ehveni serri” tercih etmekti.  Baska seçenek yoktu.

Iste Erbakan Hoca, baslattigi bu hareket ve açtigi bu çigir ile, kendi öz yurdunda Parya durumuna düsürülmüs, ikinci sinif vatandas muamelesi gören ve ülkenin çogunlugu teskil eden Müslümanlarin, inanciyla, kimligiyle var olduklarini ve bu ülkenin birinci sinif vatandaslari olduklarini, Ülkenin her kademesinde, yönetimde görev almaya talip olduklarini ortaya koydu.

Erbakan Hocamiz, Batiyi (Avrupa, ABD) bunlarin sömürü düzenlerini ve Islam ve Müslümanlarla ilgili sinsi oyunlarini çok iyi biliyordu.

Erbakan Hocanin ve hareketinin  amaci, basta ülkemiz ve milletimiz olmak üzere, Islam alemi ve insanlik aleminin mazlumlarini, bu gün egemen olan, kuvveti esas alan faizci sömürü ve zulüm düzenlerinden kurtulmasi için, hakki üstün oldugu,  “Yeni Bir Dünya”, “Adil bir Düzen” kurmak ve insanligin saadet ve selameti için durmadan dinlenmeden çalismakti.

Erbakan, basta ülkemiz, Islam alemi ve insanligi sömüren Batinin zulüm ve sömürü düzenlerine  karsi, Müslümanlarin bir araya getirecek  “Islam Birligini” “ Islam Birlesmis Milletleri” “Islam Ortak Pazari” “Islam Dinari” için mücadele ediyordu. Erbakan, Hükümeti kurup, Basbakan oldugunda, yaptigi ilk is “ D-8 Ekonomik isbirligi teskilati” ni kurarak bu süreci baslatmak oldu. Bunu gören iç ve dis ser güçler, sömürü odaklari harekete geçerek 28 post modern darbesiyle Erbakan Hocanin iktidarina son verdiler.

Erbakan Hocanin bu konudaki hassasiyeti bilgi ve bilincinin en önemli sebebi, Batinin bu çirkin yüzünü bizzat görmesiydi. Erbakan Hoca, konuyla ilgili bir anisini, özetle söyle anlatmisti.

"Ben, Almanya'da doktora çalismalarini yürütürken bir gün, Hocam beni çagirdi. Bana, kendisine bir önemli davetin geldigini, ancak kendisini o gün çok daha önemli baska bir isinin oldugunu, ancak bu daveti de bos birakmak istemedigini söyledi.

Bana, bu davete benim yerime, benim davetiyemle sen git. Bana ayrilan yer bos kalmasin, dedi.

Ben de kabul ettim.  Toplantiya Hocanin davetiyesiyle Onun adina gittim. Toplantiya Avrupa’nin önde gelen bilim adamlari, din adamlari, siyaset adamlari ve yöneticileri katilmisti. “

Erbakan Hoca devam ediyor:

“Toplanti basladiginda, toplanti baskani, bu toplantinin davetiyelerde  belirtilen baslik ve içerikten farkli, son derece önemli ve gizli bir toplanti oldugunu ifade etti.

O gün, bu toplantida, Batinin, Islam Müslümanlar ve Islam alemi ile ilgili hedefleri, plan ve projeleri konusuldu.

Kisaca  Islam Ülkelerindeki kaynaklarin nasil ele geçireceklerini ve nasil sömüreceklerini tartistilar.

Ben, o gün çok sabredip ve kendimi zor tutmustum."  Diyerek anlatmisti.

Erbakan bu gerçege, bizzat sahit oldugu ve onlarin bu sinsi oyunlarini çok iyi bildigi için, hayati boyunca “Bati Kulübü” dedigi taklitçilerle ve Batinin çirkin yüzüyle mücadele etti.

Bati ve Baticilar da, Erbakan Hocayi çok iyi taniyorlardi. Onun için, bu çevreler, Erbakan denince, Hiç bir kural tanimdan hep birlikte saldiriyorlardi. Bu çevreler, Erbakan ve hareketiyle ilgili her seyi, her olayi, her haberi çarpitiyor, aki kara, karayi ak gösterecek sekilde çarpitiyorlardi. Ve ne yazik ki, bu çevreler, sahip olduklari ekonomik güçle, medya gücü ile bu konuda basarili olmuslardi. Bu çarpitilan haberler sebebiyle Milletin kafasinda “Gerçek Erbakan” la alakasi olmayan farkli bir Erbakan imaji olusturmuslardi. Bu konuda bolca örnek vardir.

Iste Erbakan Hoca,  o gün, içinde devlet kurumlarinin da (Asker, Yargi vs.) oldugu basta medya, STK görünümlü bati acentesi kuruluslar ve sermayemin tehdit, baski saldirilarina karsi yilmadan mücadele  etti. Asla pes etmedi, geri adim atmadi. Erbakan Hocada, bu konuda “ geri vites yoktu”.

 Erbakan Hoca bunca baskiya, engellemelere ve parti kapatmalara ragmen hiçbir zaman illegaliteye pirim vermemis hep mesru legal mücadeleyi seçmistir.

Türkiye Müslümanlari, birtakim provokasyonlara ragmen, Erbakan Hocanin feraseti ve sagduyusu sayesinde çatismalardan uzak durmus ve Müslümanlari terörize edip, onlara karsi silah kullanmak isteyenlerin tuzagina düsmemislerdir.

Bati taklitçisi ve gavur asigi, rantiyeci faizci bu çevrelerin saldirilari ve karalamalari sonucu, basta Müslümanlar olmak üzere, bu ülke insani Erbakan Hocayi, hayatta iken geregi gibi, dogru anlayamadi ve taniyamadi.

Bir gün ögretmenler odasinda, bir sohbet esnasinda bir arkadasimiz

Erbakan büyük adamdi, demisti.

Bende;

Evet Erbakan Hoca, gerçekten büyüktü. Çok büyüktü, Öyle büyüktü ki Insanlar O'nu, O'nun söylediklerini, hedeflerini ancak 30 yil sonra anlayabiliyordu. Anlayana kadar, bazen is isten geçiyordu. “ demistim.

Evet, Erbakan Hoca ferasetiyle bu gün olup bitenlerin çogunu 30 yil önce tahmin etmis ve gerekli uyarilari yapmisti.

Yasanan olaylar, Erbakan’i dogruladiktan sonra, bu gün, Seveni Sevmeyeni "Erbakan dogru söylemis" demek durumunda kaldi.

Örnegin 28 Subatin Müslümanlara zulmün baskinin zirvede oldugu bir dönemde, basörtüsü yasakçilari için,  “ Onlar, gün gelecek basörtülü kardeslerinize selam duracaklar” demisti. Ve ardan 10 yil geçmeden bu aynen gerçeklesti. Elhamdülillah.

Erbakan Hoca, Siyasi hareket ve mücadelesini bir cihat hareketi  olarak görüyor, inaniyor ve Ibadet askiyla yapiyordu. Erbakan Hoca, özel egitim toplantilarinda, hep cihadi anlatir ve 90 yasinda, Istanbul seferine katilan, Istanbul'da sehit olan Eba Eyyüb el Ensari' yi örnek verirdi. ve “ Müslümanlik: namaz kilmak, Kur'an okumak, tesbih çekmekten ibaret olsaydi Eyüp el-Ensari'nin Istanbul'da ne isi vardi?" derdi.

Erbakan Hoca, bana diyorlar ki “Sen, Müslümansin, git namazini kil, Kuranini oku”. Ben de onlara “Kuran okudugum zaman, Kuran bana kalk cihat et, mücadele et, diyor” derdi.

Erbakan Hoca, siyasi mücadelesini “Milli Görüs” olarak ifade eder ve “Milli Görüsü de; Sehitleri sehit yapan, gazileri gazi yapan manadir.” “Milli Görüs, Ebu Eyüb el Ensari’nin imanidir.  Sultan Fatih in görüsüdür.” “diye tarif ederdi. “Islamsiz Saadet olmaz” derdi

Erbakan Hocamiz, davasini anlamayan ve bu siyasi mücadeleyi basit bir particilik olarak gören, “ bak yasi Seksen oldugu halde hala siyasetle ugrasiyor, yeter artik” diyenlere karsi, bir Müslümana nasil, “ yasi doksan, hala namaz kiliyor, yeter artik” denilmezse bu çalismalar içinde, bu söylenemez.

Erbakan Hocamiz, hiç bir zaman, sonuca, basariya odaklanan bir mücadelenin içinde olmadi. Biz, çalismakla mükellefiz, basari ve sonuç ancak Allah’a aittir. “ Biz zaferle degil, Seferle mükellefiz.”  Derdi. Ve bu ilkenin sonucu, seçimlerde yüzde 3 de, 5 de alsa, Yüzde 25 de alsa, asla ümitsizlige düsmez, ayni ask, ayni heyecan ile çalismalara devam ederdi.

Seçim sonrasi, moralleri bozulmus, artik bu is bitti diye ümitsizlige kapilan partilileri, bu vaziyetten, Erbakan Hocanin bu tavri, yüksek morali ve gayreti kurtarir, kedilerine getirirdi. Moralsiz bir sekilde Ankara’ya gidenler, motive ve sarz olmus olarak dönerlerdi.

Erbakan Hocanin, Refah Partisinin kapatildigi ve camianin artik her sey bitti diye üzüntü ve yeis içine düstügü o zor zamanda,  yaptigi o muhtesem konusma bunun açik örnegidir.

“ Bu karar tarihin akisi içinde basit bir noktadir.”

Son olarak “ Ayinesi istir, kisinin lafa bakilmaz “ ifadesi geregince Erbakan’in bir yillik iktidari süresince yaptiklarina bakmak yeterli olacaktir. Bunu insaf sahibi herkes bilir ve takdir eder.

Özetle, Erbakan Hocamiz, hayatini davasina adamis, bu millete, bu millete hizmete adamis ve bu konuda asla geri adim atmayan, bu davadan asla vaz geçmeyen bir liderdi.

Hamdolsun, bu gün Erbakan Hocamizin ektigi tohumlar filizlendi, büyüdü. Meyve veriyor. Erbakan attigi temel, baslattigi bu hareket ve açtigi bu yol sayesinde, Müslümanlar,  büyük ölçüde, kendilerine karsi yapilan her türlü baski ve ayirimcilik kurtuldular.

Erbakan’in baslattigi bu mücadele sayesinde, Müslümanlar, bu ülkede hakkettikleri makamlara geldiler.  Ülke yönetiminin her kademesinde söz sahibi oldular. Müdür oldular, Genel Müdür, Bakan, Basbakan ve Cumhurbaskani oldular.

Bu mücadelenin geldigi nokta, bu gün, Ülkemizi, -hatasiyla sevabiyla- Erbakan okulunda, ocaginda yetisen kadrolar, Erbakan Üniversitesi’nden mezun, Erbakan Hocanin talebeleri tarafindan idare etmektedir.

Bu, bir Erbakan Hoca basarisidir...

Rahmetullahi aleyhi...

 

YORUMLAR
Musa Bayindir
27.2.2021 19:22
Kiymetli hocam, kaleminize yüreginize saglik, tabir caizse tek nefeste okudum. Muhterem hocamizada Allah tan rahmet ve magfiret diliyorum.

M. Kamuran TÜRKER
27.2.2021 16:56
Allah, O'na ve kendi rizasi için yasayip, gayret eden tüm mü'min kullarina rahmet eylesin.

Nurgül Yakin
27.2.2021 15:52
Mücadelesine ve azmine sahidiz. Kalemin daim olsun kiymetli hocam.

YENİ YORUM YAP
güvenlik Kodu
EDİTÖRDEN
Bizimle sosyal ağlarda bağlantı kurun!