Ehli Sünnet Meselesi Üzerine

Bir süredir, basta sosyal medya olmak üzere, pek çok platFormda, gurupta, cemaatte, pek çok kisi, üzerine basa basa ?Ehli Sünnet vel Cemaat? ifadesini sik sik vurgulamakta ve kendilerinin, ?ehli sünnet? olduklarini ifade etmekte...
Ehli Sünnet  Meselesi Üzerine
Mahmut BALCI
Mahmut BALCI
Eklenme Tarihi : 25.01.2021
Okunma Sayısı : 2401

Bir süredir, basta sosyal medya olmak üzere, pek çok platFormda, gurupta, cemaatte, pek çok kisi, üzerine basa basa “Ehli Sünnet vel Cemaat” ifadesini sik sik vurgulamakta ve kendilerinin, “ehli sünnet” olduklarini ifade etmekte ve kendileri gibi düsünmeyen bir çok kisi, alim, düsünür, yazar akademisyeni ehli sünnet disi  görmekte, sapiklik ve delalette görmekte hatta tekfir etmekte ve adeta linç edilebilmektedirler.

Hatta, bu ithamlar ve karalamalar, hayatini Islam’i ögrenmeye, anlamaya, ögretmeye, yasamaya ve yasatmaya vakfetmis ve bu ugurda bedeller ödemis hatta hayatini feda etmis, basta Sehit Seyyid Kutup olmak üzere, Islam Dünyasinin ve Islami Mücadelenin önemli sahsiyetlerinden Mevdudi, Hamidullah gibi âlimler için yapilabilmekte, ülkemizde ise basta Islam sairi Mehmet Akif olmak üzere Hayrettin Karaman ve Mehmet Görmez gibi alim, mücadele adami gibi isimlere kadar uzanmaktadir.

Islam Dinin pek çok konusunda, Allah’in Kitabi Kurani ve Hz. Peygamberin (sav) sahih sünnetini esas almayan, bunun yerine, kesif, keramet, menkibe, zuhurat ve ehli “sünnet âlimleri” dedikleri seyhlerinin, üstatlarinin,  Hoca efendilerinin, çogu da bidat ve hurafe olan görüslerini esas alan bu “Ehli sünnet vel Cemaat” çevreleri, kendi anlayislarinda olmayan ve çikarlarina engel gördükleri, ülkemizin ve milletimizin göz bebegi ve güzide kurumlari olan, basta Imam Hatip Okullarimiza, Ilahiyat, Diyanet camiasina saldirmakta, onlari Ehli sünnet disi olmakla itham etmekte ve karalamaktadirlar.

Bu “ehli sünnet” çevrelerin, en çok elestirip itham ettikleri Sia’nin en önemli özelligi, Sia’nin, mezhebini Din haline getirmesidir. “Ehli Sünnet vel Cemaat” söylemini dillerinden düsürmeyen bu kesimler, guruplar ve kisiler, anlayislarini din haline getirmekle elestirdikleri Sia ile ayni konuma düsmektedirler.

Maalesef, Islam’la, Kuranla ve Sahih Sünnetle ve gerçek ehli sünnet ilkeleriyle bagdasmayan bu yanlis ve tehlikeli anlayis  Islam aleminde ve Sünni dünyada da gittikçe yayilmaktadir.

Oysa, bildigimiz, mensubu oldugumuz Ehli Sünnetin, belki de en önemli özelligi; Ben Müslüman’im diyen kisiyi, hangi renkten, hangi dilden, hangi cografyadan, hangi mezhepten, hangi cemaatten, hangi tarikattan olursa olsun, farkli görüs ve yorumlarindan dolayi,  “ Ehli kible tekfir edilemez” ilkesi geregi, kimseyi tekfir etmemesi ve Müslüman olarak görmesidir.

Ehli Sünnet mezhebine ve anlayisina mensup Müslümanlar, Ehli Sünnetin “ Ehli kible tekfir edilemez” ilkesi geregi,  diger mezhep, cemaat ve anlayis sahiplerini Müslüman olarak görür ve kardes bilirler. Kardesligin geregi onlari severler.

Yüce Rabbimizin Hucurat süresindeki “Süphesiz Müslümanlar kardestir” beyani, Rasulullah (sav)in Hadisi Seriflerinde “Müslüman, Müslümanin kardesidir”  “Iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe iman etmis olmazsiniz” buyrugu bütün Müslümanlarin için hayat düsturlaridir.

Bizim inandigimiz din ve anlayista, mezhepler ve din anlayislari, din degildir. Dinin yorumudur.     Din; Allah’in kitabi, Peygamberin Sahih sünnetidir. Bunlar degismez ve evrenseldir, bütün Müslümanlari baglar. Mezhepler ve Din anlayislari ise dinin yorumudur,  degisebilir. Herkesi baglamaz.

Kisiler, kendileri için uygun olan ve dogru gördügü mezhep ve anlayislari benimseyebilirler. Kisi, Cemaat ve Mezhep mensuplari, mezheplerini ve din anlayislarini, din haline getirmeden, kendileri gibi düsünmeyenleri, din disi göstermeden, hakaret etmeden, tekfir etmeden görüslerini ortaya koyabilir, mezheplerini, mesreplerini savunabilirler.                                             

Yine, yanlis gördügü bazi fikir, anlayis ve yorumlari, delillerini ortaya koyarak, itham etmeden düsmanlik yapmadan elestirebilirler. Elestirilerden gaye, kendimizi ispatlamak, karsi tarafi yenmek degil, hakikati aramak, hakikat ortaya çikarmak olmalidir. Gaye, insanlari yanlislardan kurtarmak ve Cennete gitmesine vesile olmak olmali, yoksa, sirat köprüsünde birbirimizi atese atmak olmamali.

Iste ölçülerimiz;

“Ey iman edenler! Allah yolunda adim attiginiz vakit iyi anlayin, dinleyin; size Islâm selâmi veren kimseye, dünya hayatinin geçici metâina göz dikerek- “Sen mü’min degilsin.” demeyin.”... (Nisa 94)

"Bir adam din kardesine, ey kâfir derse, bu söz ikisinden birine döner. Eger böyle denilen kisi söylenildigi gibi ise söz dogrudur; yerini bulmus olur. Aksi takdirde bu söz söyleyene geri döner." (Buhârî, Müslim, Îmân 111. Tirmizî, Îmân 1

Bu hakikatler, gün gibi ortadayken, nasil oluyor da, dar anlayisimizi din haline getirip, Ehli Sünnet adina, mezhebimizde, din anlayisimizda olmayan Müslümanlari delalette görüp, sapik, Fasik ve kafir diye itham etmekteyiz.

Elbette, varsa,  kisi ve gurup ve cemaatlerde görülen yanlis görüs, anlayis ve yorumlari, ilmi delillerle hakikat ortaya konarak elestirilebilir.

Ayrica bu elestirilerde olu orta herkes tarafinda, her zaman ve her yerde özellikle TV ekranlarinda ve sosyal medyada yapilmamalidir. Bu alanlarda yapilan elestiriler, hakikat bulmada yardimci olmadigi gibi Müslümanlar arasinda fitne ve düsmanliga sebep olmaktadir. Sosyal medyada yapilan paylasimlara, lehte ve aleyhte yapilan yorumlar, yapilan küfür, hakaretler bunu apaçik göstermektedir.

Bu elestiriler, isin ehli tarafindan, uygun ilmi ve fikri platFormlarda, ön yargilardan uzak, ilmi delillerle ve uygun üslupla yapilmalidir.

Bu elestiriler, uygun ortamlarda uygun bir üslupla yapilmadigi zaman Islam’a ve Müslümanlara fayda degil, zarar vermektedir. Müslümanlar için, zenginlik olmasi gereken bu farkli fikirler ve yorumlar, bu yanlis üsluptan dolayi, Müslümanlarin firkalara ayrilmasina, bölünmesine, parçalanmasina sebep olmaktadir. 

Bu ölçüsüz elestiriler, kardes olmalari ve bir birlerini sevmesi geren Müslümanlarin arasina kin, nefret ve düsmanlik girmesine sebep olmaktadir. Bu üslup, Müslümanlari birbirlerini yok etmeye çalisan düsmanlar haline getirmektedir.

Bu yersiz, kirici, itham edici tavir ve üslup, Müslümanlarin kardesligine, Ümmetin birligine ve dirligine zarar vermektedir. Bu tartismalarla, Müslümanlar; mevcut enerjilerini birbirlerine karsi kullanarak bosa harcamaktadirlar. Emperyalistlere karsi güçlü olmasi geren Müslümanlar ve Islam Ümmeti, güçlerini, kuvvetlerini ve devletlerini kaybetmektedirler. Bu ise, Islam, Millet ve Ümmet düsmanlarini sevindirmekte ve emperyalist keferelerin isine yaramakta ve istahlarini kabarmaktadir.

Peki, bu hastaligin ilaci, bu sorunun çözümü nedir?

Çözüm, ilaç, Rabbimizin, Müminler için sifa dedigi Allah’in Kitabinda, ayetlerinde ve âlemlere rahmet olarak gönderdigi Resulullah’in bizim buyurdugu hayat düsturlarindadir.

“Allah katinda din Islam’dir.” “Bu gün, sizin için dininizi kemale erdirdim. Üzerinizdeki nimeti tamamladim. Ve din olarak sizin için Islam’i seçtim.”

Rabbimizin bu ilahi beyanlari isiginda;

Allah’in bizim için seçtigi, çagirdigi, razi oldugu, mükemmel kildigi tek dinin adi Islam’dir.

Siilik, Sünnilik, suculuk, buculuk diye bir din yoktur.

“ ...O size hem daha önce hem de bu Kur’an’da "Müslümanlar" adini verdi ki peygamber size sahitlik etsin, siz de insanlara sahitlik edesiniz...” ( Hac 78)

 “Allah’a çagiran, dine ve dünyaya yararli is yapan ve "Ben Müslümanlardanim" diyenden daha güzel sözlü kim vardir?( Fussilet 33)

Müslüman isminden daha güzel bir Isim, “Ben Müslüman’im” sözünden daha güzel bir söz yoktur.

Rabbimiz, Kuranda ve önceki kitaplarda bize Müslümanlar ismini vermistir. Bütün Müslümanlar, Rabbimizin bize verdigi Müslüman Ismini serefle kullanmali, Allah’in bize verdigi bu ismi birakip, bunun yetine irkini mezhebini, mesrebini gurubunu ve cemaatini ön plana çikaran isim ve nitelemelerden kaçinmalidir

Insanlari Allah’a, Allah’in dinine, Allah’in kitabina Tevhide davet edecegiz, Kendimize, grubumuza mezhebimize, seyhimize ve tarikatimiza degil.

Hangi mezhep ve mesrepten olursa olsun, hangi renk, irk, dil, renkte ve cografyadan olursa olsun bütün Müslümanlar kardestir. Dar cemaat,  gurup ve irk kardesligi yerine, her Müslüman,  Kuranin bize emri, Rasulullah’in bize düsturu olan bu evrensel Islam kardesligini kalbinde ve gönlünde yesertmeli ve yasatmalidir.

Kendimizi, Rabbimizin bize emrettigi, Resulullah’in bize gösterdigi sekilde düzeltir ve bu istikamette yasarsak hem dünyada hem ahirette kurtulusa erenlerden oluruz. Rabbim cümlemize bu suuru, bu hayati ve bu sonucu nasip ve müyesser eylesin.

 

YORUMLAR
Bayram Batar
1.2.2021 10:36
El ve gönlüne saglik Mahmut Hocam. Hakikate tercüman olmus, vicdan,ilim,hikmet,merhamet ehlinin ittifak edecegi kiymetli ifadeler.. Ehl-i sünnet IstIsmarinin önüne geçmenin yolu,ALLAH'IN sasmaz, degismez Vahyine teslim olmak,ALLAH ve Resulün hakemligine basvurmaktir..Tesekkürler..

Sadik Özdemir
29.1.2021 11:27
Allah razi olsun Mahmut Hocam. Bu tespitlerinizin siklikla her platFormda dile getirilmesi lazim. Yoksa kisi, cemaat, dernek ve vakiflari ayristirip yazinizda geçtigi gibi kategorize eden zihniyetin, islam dünyasina ve kardesligine faydasi olmayacaktir.

Mevlüt Teksakalli
27.1.2021 13:03
Allah razi olsun. Gönlüne kalemine saglik. Günümüzdeki sikintilarimizdan birine temas etmissiniz.

Bilal ÖNDER
26.1.2021 12:20
Ellerinize ve kaleminize saglik hocam günümüzü yansitan bir yazi olmus. Tebrikler

Cevdet Arslan
26.1.2021 09:00
Allah Razi olsun kardes. Çok özlü objektif güzel yazi. Tebrikler kalemine yüregne saglik

M. Kamuran TÜRKER
26.1.2021 01:26
Allah razi olsun. Gerçekten, mevzuyla ilgili en özlü yazilardan biri diyebilirim.

YENİ YORUM YAP
güvenlik Kodu
EDİTÖRDEN
Bizimle sosyal ağlarda bağlantı kurun!