Yemyesil seriat, kara kara çarsaflar, siyah bayraklar, üç hilalli kirmizi sancaklar, sarimtirak vaftiz suyu, mor cepkenli papaz cüppeleri, yesil takkeler üstüne beyaz sariklar, Allah’in boyasi olarak gökkusagi gibi bir renk cümbüsünden bahsetmiyorum tabiki; SIBGATULLAH deniliyor kitabi kadimde Allah’in boyasina...Istiva, yed, yemin, Samed, Istihza, Nur, Nefs, Rüyetullah, Rahmet, Rahim,Gazab, Qurb, Vech, Hicab gibi kelime , deyim ve sifatlarla kitabi kadimde bahsedilen Allah; insanin düsüncesinde nasil tasavvur edilirse (1), insanin hayatinda da Allah öyle bulunur...(2) Yoksa "Her çocuk tabii fitrat üzere dogar"(3) hadisi nötr bir durumdan bahseder(4), ergen yani akil balig olup, vahye muhatap olacak zamana erisince (akli erip, akletmeye baslayinca ) kisinin öncelikle anne- babasi,yakinlari, akraba,arkadas ve yakin çevresinden baslayarak içerisinde yasadigi toplum, camia, cemiyet yani alem onu ister istemez etkiler.Iste o zaman adeta fitrat dualizmi baslar. Yani kisilik kimlik kazanmaya baslar. Kimliklerine göre insanlar taninirlar ve adlandirilip çagrilirlar.Yoksa baskasinin hayatini yasayarak vücut bulanlar, sahte kimlikle dolasanlardir...Çünkü irsi suç, irsi iyilik yoktur.(5 ) Adem babanin çocuklari olarak suçlu olmadigimiz gibi,vahiyden önce (6) ”emin” sifati kazanan bir peygamberin ümmeti olmak iddiasi bizim kisiligimize ( Çamur - Ruh ) kimlik kazandirmaz. Çünkü her iddia isbat gerektirir.
Allah’i insan gibi zannetme yada insan olarak kabul edip emir erine dönüstürmek sadece modern zamanlardaki insanin davranis türü degildir.Fiili duamizi etmeden,kavli duanin gereklerini yerine getirmeden merhum sair Mehmet Akif’in dizeleriyle “.Demek Ki : Her Seyin Allah… Yanasman, Irgadin O:
Çoluk Çocuk Ona Ait: Lalan, Bacin, Dadin O; Vekil-I Harcin O; Kahyan, Müdür-I Veznen O; Alis Seninse De, Mesul Olan Veristen O; (7)” herseyi Allah’a yada tanriya havale etmek bütün çaglarda olan bir anlayistir. Onun için bütün tek tanrili çok tanrili farketmeden bu anlayis hep kendini Allah’in adami(tanrisinin adami) ötekinide seytanin adami kabul edegelmistir. Herzaman kendisinin içinde oldugu gurub, camia, tarikat, mezhep firkay-i naciye, Allah taraftari ve ötekiler ise müsrik, kafir, mürted, apostasia, düskün ve hizbusseytandir... Yaratan Allah yerine, yaratilan ilah anlayisi... Yada ilah ve ilahelerin cirit attigi bir din (hayat felsefesi) veyahut tanrisiz bir dünya anlayisi yaninda Allah’in var oldugunu kabul etmekle birlikte etkisiz elemancisina bir anlayisla (Deist) dünyayi kurgulamak...Ey iman edenler iman ediniz (Nisa-136) isareti mucibinde Allah’a Allah’in istedigi gibi bir iman ve hayati bu imana göre kurgulamak...
Iste fitratin karar ani:Yani fitrat yarmak,ikiye ayirmak,icat etmek, anlamindaki FaTR kökünün isim halidir. Adeta bombos bir kab. Insanoglunun kadimde ,elest bezminde yaptigi misaka’a bagli kalarak yada yapacagi yeni sözlesmeleriyle adeta doldurulup sekillenecek bu kab...Fitratin “ hakikate yatkinlik ve hak olani benimseme egilimi olarak yorumlanmasi ve buna göre fitratin, iman-küfür, kabul-ret, hidayet- delalet gibi insanin gelecegini belirleyici anlamlarini içermez...( 8) Imam-i Azam Ebu- Hanife de fitrati, Kur’an’da anahtar terimlerden biri durumundaki misak ile birlikte ele almaktadir...(9) Yani insan fitrat üzerede dogsa,sonradan anne-babasi yada baska birileride etkilese yolunu kendisi belirliyor,karari kendisi veriyor,çünkü sonuçta faturasinida kendisi ödeyecek...
Insanoglu baskisiz, yönlendirmesiz, etkilenmeksizin cibilliyetinden (dogusundan kendisine islenen karekter kodlari ) var olan cevher ile bir olani birlesecek yetiye güç yetirebilir...Fitrat kelimesinin Kuran’dan önce geçmisi yoktur. Ilk kez Kuran bu kelimeyi insan için kullanmistir.(10) Müfredat yazari”fitrati insana Allah’in yerlestirdigi bilme yetenegi olarak tanimlar, bu yetenegin en birincil niteliginin de Allah’i bilmek oldugunu söyler. Bunu desteklemek için Zuhruf suresinin 87. ayetini delil olarak kullanir. “Müsriklere, kendilerini kimin yarattigini sorsan; Allah diyeceklerdir” buna göre kendilerine bir sey ögretilmeden önce insanlarda Allah’in varligini bilme yetisi gelistirilmistir(11) Peki öyle ise bugün bir yada birkaç tanriya inanan insanlarin sayisi neden hiçbirseye inanmayanlardan azdir? Hatta Allah’a inanan insanlarin sayisi neden herkesten daha azdir. Iste burada fark kimligi, kimlikte farki gerekli kiliyorsa... Benim kimligim, sectigim, istedigim ya da riza gösterdigim seylerden çok, ne oldugum ve nasil tanindigimdir. Seçme, isteme ve riza gösterme yogun benlikten duvarlar bu yogunluk olmadan bu edimler olmaz, bu edimlerin benim oldugu ancak bu yogunluk sayesinde anlasilir. Ayni sekilde bizim kimligimizde de oldugumuz sey ve yola çiktigimiz temeldir.(12)
Yani “Ben dedigimizde aklimiza 100 trilyon hücreden olusan maddi bedenimiz herhalde gelmemekte, yani nefsimizde bütünlesmis ruhumuzu kast etmekteyiz. Çünkü bedenimiz ben’imizi olustursaydi her sene tekrar eden %98 degismeyle ben de degisecekti.Oysa böyle bir degisiklik hiçbir insanda olmamaktadir. Yunus Emre bu gerçegi çok güzel ifade etmektedir. “Ete kemige büründüm, Yunus diye göründüm.” hepimizin oldugu gibi Yunus’tan da gerçek “ben”i ruhudur. Burada söyledigi gibi dünyaya gelince bir beden içine yerlesmis öyle görünür olmustur. Onun ayrica “Bir ben vardir bende, benden içeru” deyisinde de ruh kastedilmektedir. Yani herkeste oldugu gibi görünen “Ben”in ardinda sakli bir “gerçek ben” yani ruh vardir.(13)
Bunun için “Fitrat terimi insanin hem içten ayartilmalarina (seytan/vesvese) hem de distan yönlendirmelere karsi direnç noktasidir. Yasam ayarlarinin bozulup bozulmadigini, kendisine göre denetleyecegi temel varlik kodlaridir. Bütün insanlarda bunlarin varligini kabul etmek fizigi metafizikle irtibatlandirma ya da içine kapali bir evren tasarlamayla ilgili oldugu için salt insan idesini tartismanin ötesinde bir anlama sahiptir (14) Kurani kerim de din teriminin ismi ve vasiflari zikr edilirken muhtelif yerlerde üç degisik kelime kullanmistir. Fitrat, sibgat ve hanif ... Yani din hakkinda hem fitratullah, hem sibgatullah ve hem de hanif denilmistir. Konumuz olan ve Bakara-138 ayette geçen sibgatullah kelimesi sibgat, sebg ve sebbag gibi kelimelerin kökündendir. Sebg boyamak, sebbag boyaci, sibget ise özel bir boyama anlamina gelir. Sibgatullah Allah’in bu ayet metninde verdigi bir çesit boya, yani ilahi renktir .(15) .Ilaveten Rum 30 ayettede bu ilahi rengin Haniflik oldugu ifade edilmekte ve yüzün ikamesinin (Kimligin olusumu) bu yönde olmasi istenmektedir.Hanif kelimesinin yorumunda farkli görüsler ortaya konulmustur. “Hanifin müslüman veya haci anlamina geldigi belirtilmis, ayrica söyle denilmistir: Kendisinden sonra müslim kelimesinin zikredildigi her hanif kelimesi haci, zikredilmedigi yerlerde ise müslüman (müslim) demektir. Bir de su yorum yapilmistir: Hanif hakka ve Islam'a meyledip onlari tercih eden kimsedir.” (16)
Kimligin olusumu degerler ile olur.Kimlik kisiligin bir fotografi degildir. Kimlige kisinin fotografi ilistirilir...Kimlik degerdir...Insanin degeri... “Deger olup biteni yargilamada dogru ya da yanlisi görebilme de kullandigimiz temel ölçüttür. Bir degerin dogrulugunu ve geçerliligini saglayan sey ise bilgi/delil zeminde insa edilmesi, is tutarliga/mantiga sahip olmasi, islahi hedeflemesi ve faydali bir eyleme kaynaklik etmesidir. Bu genis zemin dolayisiyla degerler evrensellik niteligi kazanirlar. Bu güçlü temel degerleri askida kalan bilgi nesneleri olmaktan çikarmakta ve hayat irmagina renk veren bir Erdem’e dönüstürmektedir. Degerlerin temel niteligi kalicilik ve evrenselliktir. Bu evrensellik ve kalicilik degerlerin ilahi olanla irtibatindan kaynaklanmaktadir. buna isaret etmek üzere degerler Kuran’da Allah’a izafe edilerek yüceltilmektedir.(17) Yani beden bir boyaya bandirilacak yani boyanacak yani renklenecek. Hangi renk ? Sibgatullah ! Allah’in boyasi... Peki , Allah’in boyasi hangi renk ? Kimliklerimiz hangi rengi tasiyor?
Ayetleri sloganlastirmadan, sogukkanlikla bir kimlik tesbitine gitsek; kimlik iddiamiza ragmen acaba neciyiz,nereliyiz, kimiz, hangi etiketi tasiyoruz, aidiyatimiz ne? Bizi nasil görüyorlar, kaba softa, ham yobaz, mistik, uyusuk, ise yaramaz, silik yada bavul gibi içi bosaltilmis bir bos kimlik sahibimiyiz? Yeryüzü firavunlarini rahatsiz eden bir kimlikmi yoksa egemenlere akredite olmus bir kimlikmi? Allah’a kulluk ile “hükümlü” bir kimlik mi yoksa beyaz adamin ideolojisine uygun hale getirilmis “hükümsüz” bir kimlik mi tasiyoruz? Farkliliklarimiz elbet olacak,farkliliklarimizla birlikte var olacagiz ve beraber yasayacagiz.”Çünkü biz bir gülün yüz yapragi olsakta kokumuz birdir.” (18) Fakat beni bize tercih etmeden, kendi dünyasini cennete çevirmek adina, baskalarinin hayatlarini cehenneme çevirmeyen. Adalet deyip zulmedenlerle ortak olmayi reddeden.Konjonktür ne olursa olsun tercihini Hak'tan ve adaletten yana kullanan. Zulmedenlere karsiyim deyip bir kisim zalimlere karsi gelmemeyi zulüm olarak bilen ve inanan. Mazlumun dini sorulmaz deyip mazlumun inanç ve irkini sorma hastaligina yakalanmayan.Haklarimi koruyayim derken, baskasinin hak ve hukukunu çignemek bir kenara aksine koruyan ve gözeten. Zulmün tüm renklerini elestiren. Zulme ugramislarin rengini sorgulamayan.Sadece dünün degil günün zalimlerine de boyun egmeyi reddedebilen. Her türlü fanatizmden kurtulmanin gerekliligini idrak eden. Bir kimlik, hepimizin ortak kimlik rengidir.
En güzel boyaya bulanmistir insanoglu; var olusun en parlak en canli renklerini üzerinde tasir. Her tondan mevcuttur üzerinde, ama uyumsuzluk yoktur renkler arasinda. Ömür denen sayfamiz, dogum ve ölüm arasinda geçen süredir; dogarken beyaz ölürken siyaha boyanir. Aslina bakilirsa renklerin özü de bu iki renktir. Siyah ve beyaz… Bu iki rengin isikla bulusmasi gözümüze hitap eden pek çok tonun kaynagidir. Renksizlikten rengârenk hâle gelir hayat…Dogum yeni bir hayata baslangiçtir kisa süreli de olsa, bu yüzden kendini beyaza boyamistir yani nötrdür, renksizdir. Isigi algilamasiyla boyar kâinati ve pigment adi verilen moleküllerin isik, göz ve beyin arasindaki muazzam derece karmasik iliskisidir renk cümbüsünü ömür sermayemize katan. Siyah ise ölümün rengine boyanmistir. Sanilir ki mâtem rengidir siyah…Oysa ki o da renksizdir, ama diger renklerin vazgeçilmezi ve insâcisidir. Siyah vuslatin rengidir, kavusmanin ilk anini temsil eder ve orada yasanan ruh haline göre binler renk tezahür eder. Siyah ve beyaz, ayni zamanda asli korumaya da isarettir. Beyaz dogar insan, yani tertemiz, söz verdigi üzere, istikameti kucaklamis vaziyette. Sonra rengârenk boyalara bulandirir kendini her biri Rahman’dan hediye sunulmus. Ve sonunda her rengi yutan siyaha döner yüzünü. Hani diyorlardi ya: Sürekli aydinlik için bir dakika aydinlik...Çünkü dönüs sadece O’nadir. Kula düsen ömür sermayesini Allah’in boyasiyla boyamaktir. Mesakkatli olmasinin yaninda kader resmimizi de anlamlandirandir boyalar… Bedenlerimiz bile türlü renklerle boyanmisken ruhlarimiz nasil ayni kalir?
Fakat iste bu ruh boyalarinin test araci tornisol kagidi ise rengini ; Vicdan namina eser kalmadigi, dogru olani yazmanin/konusmanin cezalandirildigi, Hakki söylemenin yasaklandigi, talimatlarla konusuldugu, emirlerle yazilip çizildigi, soytariligin prim yaptigi, Inananlarin deistlestigi, magdur ve mazlumlarin kurban edildigi, ülkelerin felakete sürüklendigi, herkes ve herseyin bir kisiye yada bir zümreye feda edildigi, yanlislarin dogru diye empoze edildigi, aykiri düsüncelerin imha edildigi...Insani ve evrensel degerlerin ayaklar altina alindigi, "zulüm bizdense ben susmaliyim" inancinin hakim kilinmaya çalisildigi, "bizden olsun çamurdan olsun" mantiginin hafizalara kazindigi, kirmizi çizgilerin unutturulmaya çalisildigi, itaatten baska bir yolun olmadigi algisinin pompalandigi, herkesin itaate veya susturulmaya çalisildigi karanlik dönemlerde... belli olur...
Renklere de hangi taraftan baktigimiz bu açidan önemlidir. Kirmizi kan rengidir kimine göre kötülügü temsil eder, kimine göre gücü ifade eder. Mavi kimine göre sessizligin ve hüznün rengi görülürken kimine göre özgürlügün rengi olmustur. Sari kimine göre ayriligin ve bitislerin rengi iken, kimine göre yeni baslangiçlarin ve nesenin timsalidir. Asli itibariyle bakilirsa Allah’in boyasiyla boyananlardan daha güzel bir varlik bu sahada var olmamistir.
Simdi, yüzüstü kapanarak düse kalka yürüyen mi daha dogru gider, yoksa dosdogru bir yolda dimdik yürüyen mi? (18). Bu sebeple her renk güzeldir lâkin “kullugun rengi” en güzelidir. Ister onu sariya, ister kirmiziya, ister maviye, ister yesile boya…Gözyasinin da rengi yok zannedilir...Fakat aci feryat ile dökülen gözyasi ile sevinç gözyaslari ayni renkte olsalar bile nasil bir olabilirler? Timsah gözyaslari nasildir? Bileniniz varmi? Bilmiyorum ama, zannedersem Allah’in boyasinin ne renk oldugunu biliyorsunuzdur...!
D I P N O T L A R
1-M.Mutahhari-Insan Düsüncesiinde Allah-Önsöz Yay.Ist.1.bsk.2016
2-M.Mutahhari-Insan Hayatinda Allah-Önsöz Yay.Ist.1.bsk.2016
3- Fitrat hadisi için bk. Buhari, "Cenaiz", 8, 93; Müslim, "Kader 22-25.
4-Krs.biz.Saban Ali Düzgün-Kimliksiz Hakikatler-sh.13-Otto yay.ist.2.bsk.2017
5-Max Scheler-Hinç-sh-170 / Alfa yay.ist.1.baski.2015
6- Suara-52-“...sen kitab nedir,iman nedir bilmezdin...”
7-Mehmet Akif Ersoy-Safahat – 4. Kitap (Fatih Kürsüsünde) – S.267-8
8-Imam-i Kurtubi El-Camul Ahkam’l Kuran 13.cilt-sh-473 Buruc Yay.2002
9-Ebu Hanife-Imam-i Azam’in bes eseri/4.bsk.sh.72.MÜIFV yay 2008
10-M.Mutahhari-Fitrat-sh.13-Önsüz yay.ist.1.bsk.2014
11-Müfredat Kur'an Kavramlari Sözlügü-Ragib el-isfahani-FTR sh.800 3.Bsk:Ist.2012 Çira yay.
12- William E.Connolly-Kimlik ve Farklilik-sh-92-Ayrinti yay.ist.1.bsk.1995
13-Dr.Kemal Tekden-Insanin Sirri- sh-61- Hayat yay.ist.2013
14-Saban Ali Düzgün-Kimliksiz Hakikatler-sh.33-Otto yay.ist.2.bsk.2017
15- M.Mutahhari-Fitrat-sh.23-Önsüz yay.ist.1.bsk.2014
16-Matüridi Te'vilatü'l-Kur'i.n Tercümesi -C-1 sh-280 -Ist: Ensar Nesriyat 2015
17-Saban Ali Düzgün-Kimliksiz Hakikatler-sh.35-Otto yay.ist.2.bsk.2017
18-Muhamed Ikbal-Islami benligin içyüzü-sh-35-Hece yay.Ank.2.baski.2012
19-Mülk suresi -67/22.ayet