Ve bir ses duyacağız bitti artık! Her şey geride kaldı…
Namazımız kılınıp, tabutumuz kabristana doğru yola çıkarken tarifi imkânsız pişmanlıklarımız olacak. İşte o an bütün hayatımız bir film şeridi gibi geçecek zihnimizden. Kılınmamış namazlar, tutulmamış oruçlar, verilmemiş zekâtlar, ödenmemiş borçlar, iyi yetiştirilememiş çocuklar, kırılmış kalpler, kul hakları, yalanlar, gıybetler, sahtekârlıklar, ikiyüzlülükler ve günahlar…
Eşimle bile helalleşemedim. Çocuklarımı da son bir kez göremedim. Vasiyetim vardı ama zaman kalmadı. Hacca gidip tevbe edecektim. İyi bir kul olacaktım. Ya Yabbi! Bir şansım daha yok mu? Tevbe edebileceğim, salih ameller işleyebileceğim bir geri dönüş yok mu Allah’ım?
Ve bir ses duyacağız bitti artık. Her şey bitti. Sana sunulan bütün fırsatları tükettin…
En sevdiklerimizden iki kişi indirecek bedenimizi kabre. Sağ yanımız üzerine kıbleye döndürecekler yüzümüzü. İlk kez toprağın soğukluğunu hissedeceğiz bedenimizde. Sonra üzerimize tahtaları koyacaklar. Etraf kararacak biraz. Sadece tahtaların arasından sızak ışık var. Sonra toprak atacaklar üzerimize. Kabrimiz tamamen kararacak. Zifiri karanlıklar içerisinde kalacağız… Yapayalnız, bir avuç toprak, pişmanlıklarımız ve bir de amellerimiz var…
Toprağın altında yukarıdan gelen konuşmaları da duyamıyoruz artık. Hafif bir ses geliyor sadece: “Yasin ve’lKur’ani’l hâkim.” Evet, bu Yasin bu sefer bizim için okunuyor…
Şimdi hamd olsun âlemlerin Rabbi olan Allah’a. Çok şükür bu günümüze. Henüz hayattayız ve yaşıyoruz. Pişman olacağımız o dehşetli gün gelmeden önce ölüme hazırlanalım!
Çünkü hayat, ölüme hazırlıktan ibarettir…
Yaşının orijinali için bakınız: https://www.milligazete.com.tr/makale/16080535/dr-abdulaziz-kiransal/hazirlanin-cunku-hayat-olume-hazirliktan-ibarettir