Hasan NASRALLAH sonrası

İsrail ve onun güdümündeki ABD İranlı general Kasım Süleymani'yi Bağdat'ta, İran Cumhurbaşkanı İbrahimReisi'yi havada, Hamas lideri İsmail Haniyye'yi İran'ın başkenti Tahran'da, Hasan Nasrallah dahil tüm Hizbullah kurmay yönetimini Beyrut'ta öldürdü. Nasrallah suikasti öncesi Hizbullah mensuplarının çağrı cihazlarını bir sinyalle patlatıp yüzlercesini de yal öldürüp ya da bir daha silah kullanamaz hale getirmesi tüm dünyada şok etkisi meydana getirdi.
Hasan NASRALLAH sonrası
Hasan Mert KAYA
Hasan Mert KAYA
Eklenme Tarihi : 13.10.2024
Okunma Sayısı : 65

Hasan Nasrallah Sonrası
 
♦İsrail ve onun güdümündeki ABD İranlı general Kasım Süleymani'yi Bağdat'ta, İran Cumhurbaşkanı İbrahimReisi'yi havada, Hamas lideri İsmail Haniyye'yi İran'ın başkenti Tahran'da, Hasan Nasrallah dahil tüm Hizbullah kurmay yönetimini Beyrut'ta öldürdü. Nasrallah suikasti öncesi Hizbullah mensuplarının çağrı cihazlarını bir sinyalle patlatıp yüzlercesini de yal öldürüp ya da bir daha silah kullanamaz hale getirmesi tüm dünyada şok etkisi meydana getirdi.
 
♦İsrail'in şimdi Lübnan'da Şii nüfusun geleneksel olarak eskiden bu yana çoğunluğu oluşturduğu güney Lübnan'a kara harekatı düzenleyerek burayı Hizbullah'tan arındırıp, bir daha İsrail'e saldırı düzenlemelerinin önüne geçecek bir tampon bölge haline getirmesi bekleniyor. 
 
♦İsrail geçtiğimiz son 10 günde Hizbullah'a karşı düzenlediği operasyonlarla bir dizi ciddi kazanımlar elde etti. Doğal olarak en dikkat çeken kazanımı Hizbullah'ın kurmay kadrosunun tamamını saf dışı bırakması oldu. Başsız ve lider kadroları imha edilmiş bir Hizbullah'ın senkronize hareket etmesinin önünde geçmiş oldu. Çağrı cihazlarının patlatılmasıyla da Hizbullah'ın muhabere imkanlarına büyük bir darbe indirilmiş oldu. Telsizlerinin frekansına sızılabildiği için kullanamıyorlar, telefonlar kolayca dinlenebildiği için telefonla iletişimi de kesmiş durumdalar. Geriye birbirlerine haberci göndermeleri dışında pek bir seçenek kalmamış görünüyor. El Kaide Afganistan'da posta güvercinleri kullanıyordu. Burada da gidişat o yönde olabilir.
 
♦Bu birincil ve doğrudan kazanımların dışında İsrail'in bir diğer somut kazanımı ülke içinde ve dışına doğru taşan göç hareketini başlatmak oldu. Şimdiden yalnızca Suriye'nin Hama kentine 100.000 güney Lübnan'lı Şii gelmiş durumda ki Hama geleneksel olarak Hama kadim bir Sünni şehri. Lübnan içerisinde Trablus önemli bir Sünni yerleşimi. Bir yol ile ikiye ayrılan Trablus'un Cebel Muhsin bölgesi Şii nüfusa sahiptir. Eskiden beri Sünni bir militanın ölüm haberi geldiğinde Cebel Muhsin'de, Şii bir militanın ölüm haberi geldiğinde ise Trablus'ta havai fişekler atılır, tatlılar dağıtılır. Şimdi güneyden gelen ülke içi ekstra Şii nüfus bu Cebel Muhsin'e yerleşecek. Beyrut şehri de bu göçten payına düşeni alacak. Bir anda değişen demografik yapı Lübnan'da Şii-Sünni eksenli iç çatışmaları tetikleyebilir. Tabi burada Hristiyan Araplar ile Dürzi Arapların nerede saf tutacağı da önemli. Asıl belirleyici onların bu tercihi olabilir. 
 
♦İsrail'in Hizbullah operasyonuna en az İsrail kadar sevinen diğer grup başta Suriye olmak üzere tüm bölgedeki Sünni Arap nüfus oldu. Nasrallah'ın öldürülmesinden duyulan sevinçle yapılan kutlamaların, paylaşımların sonu gelmiyor. Oysa Nasrallah çok değil, 2009 yılına kadar bölgedeki Sünni Arapların da çoğunun sevdiği, odalarına posterlerini astığı bir karakterdi. Aynı şekilde Hristiyan Araplar da Nasrallah'a karşı büyük sempati besliyordu. Nasrallah kendisine duyulan bu sevgiyi 2011'de başlayan Suriye iç savaşında koşulsuz bir şekilde Beşşar Esed'i destekleyerek kaybetti. Suriye'de haksız yere, elinde silah olmayan yüz binlerce sivil Sünni Hizbullah militanlarınca sırf mezhep farklılığı nedeniyle katledildi. İşte Nasrallah kendisine duyulan sevgiden daha büyük bir nefreti bu şekilde kazandı.
 
♦İsrail'in dolaylı bir kazanımı da işte tam bu noktada. Bölgede tarafların bastırdığı mezhep nefreti Hizbullah operasyonu ile adeta açığa çıktı ve durağan haldeki fay hattı aktif hale geçti. Sosyal medya İsrail'e övgüler düzen Sünni Arap paylaşımları ile dolu. Bu durumun İsrail'e sağladığı en büyük avantaj ise Gazze'yi gündemden düşürmesi oldu. Şu hemen herkes Lübnan'da yaşanacak gelişmelere, İran'ın olası tepkilerine, İsrail'in Suriye, Irak ve Yemen'de düzenleyebileceği muhtemel operasyonlara odaklanmış durumda. Tam bir yılın sonunda gelinen noktada Gazze'de yaşananlar kanıksandı ve gündemden düşmeye başladı. 
 
♦Yaşananlar sahada olmanın önemini ve etkisini gösteriyor. Sahada fiziki varlığı olmayanlar diledikleri kadar konuşsa da bir yaptırım gerçekleştiremiyor. İsrail ise sahada olmanın tüm avantajlarını kullanıyor. Şu an İsrail'i durdurabilecek hiçbir ülke gücü bulunmuyor. Ne Mısır, ne Türkiye, Ne Irak ne de Körfez ülkelerinin hiçbiri sahada doğrudan bir mücadeleyi düşünmüyor. İsrail de bunu görüyor, biliyor. Öte yandan bölge ülkelerinin kimisi doğrudan kimisi de dolaylı bir şekilde İsrail ile ilişkilerini sürdürüyor. Ticaret Yunanistan ve Mısır üzerinden devam ediyor. İsrail'e giden enerji yollarında herhangi bir kapanma yok. Körfez ülkelerinin ilgisiz tutumu, hatta Hamas'ın yok edilmesine karşı duydukları sevinç ise bir başka gerçeklik. Katar, Bahreyn, BAE, Suudi Arabistan, Kuveyt, Ürdün, Irak ve Türkiye Amerikan üsleri ile dolu. Katar'daki ABD üssünde ABD'nin hiç kimseye vermediği F12 ve F22 uçakları var. Türkiye'de Kürecik üssü doğrudan İran'dan gelecek muhtemel tehditleri önlemek üzere kurulmuş durumda. 
 
♦Gelinen bu durumun en büyük kaybedeni ise kuşkusuz İran. Bölgedeki itibarını, güvenilirliğini ve saygınlığını ciddi ölçüde yitirdi İran ve büyük bir açmaz içinde kaldı halihazırda. Şam'da diplomatik dokunulmazlığı olan büyükelçisi İsrail tarafından öldürüldü. Konuğu olan ve güvenliği tamamen kendisine ait olan Haniyye'yi koruyamadı. Nasrallah'ı da sattığına dair çok sayıda iddia var. Yok eğer satmadıya da iç yapısı ve istihbaratına büyük oranda sızma var demektir.
 
♦Suriye'nin kuzeyinde uzun zamandır sessiz olan Sünni oluşumlar için Beşşar Esed'e saldırmak için uygun bir ortam olarak değerlendirilebilir mevcut durum. Ek olarak Lübnan'dan akın akın gelen Şii göçünü de kendi varlıklarına bir tehdit olarak algılayacaktır bu Sünni yapılar. 
 
♦Mezhep nefreti ve buna bağlı intikam savaşları bitip çözülmeden İsrail karşısında en ufak bir ilerleme elde edilemez. Birlik olunsa dahi dünyanın tüm ekonomisini, lider kadro ve hükümetlerini elinde tutan, en gelişmiş teknolojileri kullanan bir yapı ile mücadele son derece zorken, bir de böyle kendi içerisinde atomize olmuş, birbirini tekfir eden ve intikam peşinde koşan toplulukların ilerlemesi olanaksız. 
 
♦Genel duruma bakınca "Ortadoğu bataklığı" denen şeyin vücut bulmuş hali ile karşı karşıya olduğumuzu görüyorum. Bölge büyük ve iflas eden ekonomik sistem, biten, çalışmayan devlet kurumları ile zaten olabildiğince tükenmiş, devletsiz kalmış durumda. Bu yapı bu durumu daha fazla taşımayacaktır ve sınırlar yakın zamanda değişecektir diye düşünüyorum. Allah ülkemizi korusun.
Son bir şey eklemek isterim:
 
♦İslam dünyasında görülen bu bölünmüşlüğün, mezhep taassubu, cehalet, gelir dağılımındaki dengesizlik, ekonomik çöküş ve sefalet, yozlaşma ve batı hayranlığı / mecburiyetinin en büyük bedellerinden birisi de Mescid-i Aksa’nın kaybı olacaktır. İsrail Mescid-i Aksa’yı mutlaka yıkacaktır. Bu onun varlığının en temel motivasyonu. Bunun önünde durabilecek, buna fiziken engel olabilecek hiçbir ittifak yok. Hiçbir ülke de tekil olarak bunu engelleyemez. Kınamalar, telin etmeler, yüksek katılımlı ama hızla etkisini yitirecek yürüyüş ve protestolar dışında sahada bir gelilme olmaz. İşte belki bundan sonra bir ihtimal toparlanma başlar. Fakat bugün yaşayan nesiller tıpkı Tih Çölü’nde dönüp duran ve şehre girdirilmeyen İsrail oğulları ile aynı kaderi yaşamaya mahkum. Çünkü hepimiz onlarla aynı şeyi söylüyoruz: “Ey Musa sen ve Rabbin gidin savaşın. Bizler buradan bekleyenlerden olacağız.”
V'esselam🌿

Yazının orjinali için bakınız:https://x.com/kayamerthasan_/status/1840839610798391628?s=48&t=3_ElTsFdhX7HMF8pzZ5jGw

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Hikmet Akademisi'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

YORUMLAR
YENİ YORUM YAP
güvenlik Kodu
EDİTÖRDEN
Bizimle sosyal ağlarda bağlantı kurun!