Isimlendirmede Tutarlilik Ya Da Tutarsizlik?

Bundan önceki bir yazimizda "literatür ve kavran? üzerinde durmustuk.(1)...
Isimlendirmede Tutarlilik Ya Da Tutarsizlik?
Sait ALIOGLU
Sait ALIOGLU
Eklenme Tarihi : 24.09.2022
Okunma Sayısı : 1185

Bundan önceki bir yazimizda “literatür ve kavran” üzerinde durmustuk.(1)

O yazimizda, literatürün ve kavramin ne oldugu ve ne anlama geldigi üzerine görüslerimizi belirtmistik.

Literatürün, sözlük anlami itibariyla; "Edebiyat ve bir konudaki eserler toplami"ndan ibaret olduguna vurgu yapmistik. Ör. "Tarih literatürü ya da Islami literatür."

Kavrami ise; Bir sey hakkinda sahip olunan genel fikir, mefhum veya zihin ve düsünce tarafindan kavranmis sey, konu veya fikir. Kavram kelimesinin "ihataidrakanlayis ve kavrama gücü" gibi anlamlarinin oldugunu belirtmistik..

Buradan hareketle kendine ait kavramlari olan 'literatür'nde sonuçta bir kavram olduguna karar vermistik.

Bu karar verme, bize ait olmayip genellik ifade eder.

Imdi basligimiza dönersek, “bu iki farkli olgu nasil olusabilir/ ya da ulasilmistir?” diye konuya dair önemli bir soru sorulabilir.

O da, isimlendirmenin, bir seye, nesneye, olguya ad vermek ve ona hayatiyet kazandirmak için dogru yapilmasi, isim verilenin yapisina göre hareket edilmesinin gerekli oldugu düsüncesinden kaynaklanmaktadir.

Ilk isimlendirmeyi “kim ve kime, neye karsi yapmistir?” diye bir soru tevcih edildiginde, cevabi bellidir; Allah!

Ki, daha sonraki yasam evresinde kendi hayatina giren/girecek olan nesnelere, olaylara ve olgulara isim verecek olan ‘insan’in tanimlanmasi ve isimlendirilmesi Allah© tarafindan yapilmistir.

Islami literatürde Insan kelimesinin iki anlama geldigi görülmektedir; “Insan “Arapça ins kelimesinden türetilmistir. “Beser, insan toplulugu” anlamina gelen ins, daha ziyade insan türünü ifade etmekte olup… Kelimenin aslinin “unutmak” mânasindaki nesyden insiyân oldugu da ileri sürülmüstür… Böyle “düsünenlerin Ibn Abbas’a nisbet edilen, “Insan ahdini unutmasi sebebiyle bu ismi almistir” seklindeki rivayete dayandigi belirtilir.”(2)

Yani, insan “nisyan etti; unuttu!”

Zaten ondan dolayi da insan için “nisyan eden” varlik ifadesi kullanilir.

Insani yaratan, ona bir sekil veren, onu surete dönüstüren Allah© insani yapisindan dolayi kelime bazinda tanimladigi gibi, bu tanimlama isini yapmasi için yine ona bahsetmistir.

O da O’nun, insana isimleri ögretmesi ve kalem ile yazi yazmasini ögretmesi seklinde olmustur.

Ona önce isimleri ögretmis(Bakara-31) daha sonra ise ona, yani Âdem’e- dolayisiyla insan’a- kalem ile yazi yazmayi ögretmistir.(Alak-4)

Insanin medenilik vasfinin da, Âdem(as) ile birlikte yeryüzü macerasiyla basladigi gözden kaçirilmamalidir. Hem yaratma, hem yaratilana isim verme, hem yaratilanin yasadigi süre içerisinde çevresinde bulunan canli, cansiz varliklarla temas halinde olmasi, onlarla ünsiyet saglamasi ve onlari isimlendirmesi dünden bugüne devam etmektedir.

Insani en iyi bilen, onu yaratan Allah© olduguna göre, onu tüm yönleriyle tanimlamak(tanimak degil) da O’na mahsus olmali…

Allah insani, konumu itibariyle “cahil ve aceleci” gibi sifatlarla vasfetmektedir.

Bu durum, insanin tümden kötü oldugu anlamina da gelmezdi.

Insan, yaratiligi ve üzerine almasi gereken/aldigi görevden dolayi yapip ettikleri açisindan Ilahi hitapta “meleklerden yüce ve hayvanlardan da asagi(esfel-i safilin) olarak tanimlanir.

Buraya kadar olanlar, Allah’in insani yaratmasi, ona esyanin adini söylemesi ve ona kalem ile yaziyi ögretmesi ile alakali idi.

Bu da, insanin medenilik vasfina, daha ilk adimda sahip oldugu anlamina gelirdi.

Bir de insanin, insan olmasi, dolayisiyla hayatin öznesi olarak kabul görmesi açisindan kendisine dogrudan verilenler ile(dünya vs.) kendisinin ürettigi seylere isim vermesi mes’elesi de vardi!

Ona, o vasfi da yukarida belirtildigi üzere Allah’in verdigi bilinmektedir.

Insan, çevresine çogu kez alici gözle bakar; onlari degerlendirir,  baska seylerle mukayese eder ve ona, bir baska seyi/seyleri nispet eder ve fiyatlandirir.

Bir kisminda isabet ettigi gibi, bir kisminda da ermeyebilir; isin künhüne vakif olmadan, isi iskalayabilir. Onun isabet etmesi “iyi” oldugu gibi, iskalamasi da genellikle kötü sonuçlar dogurabilir, onu asil olan hedefinden uzak düsürebilir.

Bir söz var, “Geçmis, gelecegin aynasidir” diye. Insan, gerek fert, gerekse de toplum olarak, hayata ilk adimini attigi anda kazandigi hususlari –çogu kez- yasadigi ana ve gelecegine de tasiyabilir.

Insanin, onlari olumlu ve olumsuz anlamda tasiyip tasimamasi da mümkündür.

Bunlardan dolayi insan, sürdüre geldigi dogruyu, dogrulari “an içinde de” tasiyip yasatabilecegi gibi, sürdüre geldigi yanlisi, yanlislari da yasadigi an’a da tasiyip yasatabilme özelligine sahip olmustur hep…

Isimlendirmelerde iste bu dogru/yanlis baglaminda anlam kazanmis olur.

Bu bir nevi, gömlegin ilk dügmesinin, dogru iliklenip iliklenmemesi ile alakali olup, bu sekilde dünden bugüne üretilip gelen kültürün de mahiyeti ortaya çikmis olur.

Dünya tarihini bir bütün olarak okuyup, onu “insanin hikâyesi” seklinde degerlendirdigimizde; dünün, büyük oranda din olgusuyla karsilanacak olan isimlendirmelerin, hayati iskalasa dahi az çok “manevi” bir bagi var diye düsünülür.

Ama din’in olgu ve kurum olarak merkeze, insanin hayatindan çikarilma girisiminin ilk adimi olarak Aydinlanmayi koydugumuzda, isimlendirmelerin tümünün yanlis, zararli ve tutarsizlik içerdigi görülecektir.

Bu kez karsimiza o çok beylik cümle çikacaktir; “Bilimsellik!”

Gerçi, o dönemin sartlarinda olusmus bulunan birçok kavramin ve isimlendirmenin yerini baska kavramlar ve isimlendirmeler almis olsa da, ilk dügmenin yanlis iliklenmesi kabilinden isler sarpa sarmakta; dünya ve insanlik onlar yüzünden batmaya yüz tuttugu halde, yine kurtulusun, bu kez, yine yanlis isimlendirmelerden kaynaklanan aci sonuçlari yok olmamaktadir.

Bu yok olusa, maalesef salt bati muhayyilesi ve yasantisi sebep oldugu gibi, “Müslümanca” görünüp “baticica yasamak” sevdasinda olan zevatin da olumsuz katkilarini görmemiz gerekir vesselam…

(1)https://www.kitaphaber.com.tr/litatetur-ve-kavram-uzerine-k2329.html

(2) https://islamansiklopedisi.org.tr/insan

Bu yazida yer alan fikirler yazara aittir. Hikmet Akademisi’nin bakis açisini yansitmayabilir.

YORUMLAR
YENİ YORUM YAP
güvenlik Kodu
EDİTÖRDEN
Bizimle sosyal ağlarda bağlantı kurun!