Özlenen ve sevilen sehir iste geldim sinendeyim.
Ah bagrinda gökyüzünün rengi bile baska geldi gözüme, kuslarin kanat çirpisi bile anlamli...
Bir sehri sevmek için, orada dogup büyümeye gerek var miydi?
Bence hayir.
Sevmek için gönlünüze, yüreginize hitap etmesi önemlidir.
Bu sehir, güzel seyler fisildiyordu kulagima.
Mevlanâ Celâleddin-i Rûmî Horasan ülkesinin Belh sehrinde dogup, Konya'yi vatan bilmemis miydi?
Bir seyler yazmam lazimdi evet yazmak için sehrin maneviyatina, solumak Hz. Mevlana'nin o dizeleri, Sems-i Tebriz'inin dostlugu, kalemimden kagida dökmem gerekirdi içimde çaglayan hissiyatlari.
Edep ile olan satirlari görünce ki, günümüzde unutulmaya yüz tutan edep dizeleri dökülüverdi:
Edep serbeti vardir içmek herkese nasip olmaz.
Edep bir memleket imis herkeste orali olamaz.
Edep bir kitap imis kimine kisa kimine büyük gelmis.
Edep bir ayna imis kimse de yüzlesememis.
Edep karlarin içinde açan bir kardelen imis herkeste açamamis.
Bir seyler dökülmüstü içimden.
Iyi veya kötü, güzel veya çirkin ama her seyin sonu var.
Ayrilik vakti de gelmisti.
Anadan, yârdan ayrilircasina dokundu bu veda.
Zaten oldum olasi vedalari sevmedim.
Simdiden bir sonraki gelmemi düsünen ruh hali ile kendimi teselli ederim.
Tuglalarin arasindayim.
Yüreginize bir feslegen dali uzatamadim kusurumu mazur görün.
Ve kalem ve de defter en büyük iki yoldas sag olun hep de var olun...
(Bu yazida yer alan fikirler yazara aittir. Hikmet Akademisi’nin bakis açisini yansitmayabilir.)
Azmi
Bir sehri sevmek için,orada dogup büyümeye gerek yok.Bu yaziyi okuyarak asik olabilirsiniz O sehre… (tebrikler 👏👏👏)