Yargitay 3. Ceza Dairesi, 28 Subat davasina iliskin temyiz incelemesini tamamlayarak aralarinda dönemin Genelkurmay 2. Baskani emekli Orgeneral Çevik Bir ile Genelkurmay Harekat Baskani emekli Orgeneral Çetin Dogan’in da bulundugu 14 saniga (Ahmet Çörekçi, Aydan Erol, Cevat Temel Özkaynak, Çetin Dogan, Çetin Saner, Çevik Bir, Erol Özkasnak, Fevzi Türkeri, Hakki Kilinç, Idris Koralp, Ilhan Kiliç, Kenan Deniz, Vural Avar ve Yildirim Türker) 765 sayili Türk Ceza Kanunu’nun 147. maddesindeki “Türkiye Cumhuriyeti icra heyeti vekilleri heyetini cebren iskat veya vazife görmekten cebren men etmek” suçu bakimindan “müsterek fail” olarak verilen müebbet hapis cezalarini onadi.
Mahkûm edilenler arasinda dönemin Içisleri Bakani olan Meral Aksener için “O kadini yagli kaziga oturturum” dedigi iddia edilen eski Genelkurmay Baskani Necip Torumtay’in yegeni emekli Korgeneral Çetin Saner de bulunuyor.
Meral Aksener 2005 yilinda verdigi bir röportajda kendisi için “O kadini yagli kaziga oturturum” seklinde tehdit eden kisinin, “Sizi tehdit eden kisi Genelkurmay Istihbarat Baskani Çetin Saner miydi?” sorusuna “Bana gelen bilgiler bu arkadasi gösteriyor. Gereken cevabi aldi zaten” karsiligini vermisti.
Dairenin kararinda, “28 Subat 1997’de birtakim sivil toplum kuruluslarinin yani sira basin yayin kuruluslari, üniversiteler, sendikalar, sermaye çevreleri, sivil bürokrasi ve yargi mensuplarinin destegiyle, Milli Güvenlik Kurulu toplantisinda alinan kararlarin hükümete dayatildigi ve seçilmis bir hükümetin islevsiz hale getirildigi” ifade edildi.
Ne diyelim?
Çok geç kalinmis olsa da iyi oldu.
24 yildir ahlari yerde kalmis mazlumlarin bir nebze dahi olsa da yürekleri sogudu.
Türkiye Cumhuriyeti tarihi Ittihat ve Terakki’nin 31 Mart 1909 darbesinden bu yana bir yönüyle de darbeler tarihidir.
27 Mart 1923’te Trabzon Mebusu Ali Sükrü Bey’in Ankara’nin göbeginde öldürülmesinden hemen sonra 1 Nisan 1923’te Istiklal Savasi’ni yapan Gazi 1. Meclisin bir oldubitti ile fesih edilmesi, 1925’te Terakkiperver Firkasinin, 1930’da Serbest Firkanin kapatilmasi ve yüzlerce kisin idami ile devam eden sürecin en önemli dönüm noktalarindan biri de Basbakan Adnan Menderes ve Disisleri Bakani Fatin Rüstü Zorlu ve Maliye Bakani Hasan Polatkan’in idam edildikleri 27 Mayis 1960 darbesidir.
12 Mart 1971 Muhtirasi, büyük yikimlara neden olan 12 Eylül 1980 darbesi ve sonrasinda da 28 Subat 1997 post modern darbesi.
28 Subat’ta ülkenin seçimle is basina gelmis hükümetinin mesru basbakani Necmettin Erbakan baski ve cebirle, zorla ve hile ile iktidardan indirildi.
Aradan geçen 24 yilda bu süreç ile ilgili çok sey yazilip çizildi.
Bunlari tekrarlamak istemiyorum.
Zaten Çevik bir ve arkadaslarini müebbet hapse mahkûm eden mahkemenin “Türkiye Cumhuriyeti icra heyeti vekilleri heyetini cebren iskat veya vazife görmekten cebren men etmek” karari yeterince açik ve net.
Ayrica bu sürecin müteselsil sorumlularinin kimler oldugu ve ne haltlar isledikleri de mahkeme kararinda mevcut:
“28 Subat 1997’de birtakim sivil toplum kuruluslarinin yani sira basin yayin kuruluslari, üniversiteler, sendikalar, sermaye çevreleri, sivil bürokrasi ve yargi mensuplarinin destegiyle, Milli Güvenlik Kurulu toplantisinda alinan kararlarin hükümete dayatildigi ve seçilmis bir hükümetin islevsiz hale getirildigi” belirtiliyor.
Karardaki en büyük eksiklik ülkeyi ahtapot gibi sarmis bu çetenin yani;
‘Birtakim sivil toplum kuruluslarinin,
Basin yayin kuruluslari,
Üniversiteler,
Sendikalar,
Sermaye çevreleri, Sivil bürokrasi,
Yargi mensuplarinin’ yargilanmamis olmalari.
Darbenin ‘sivil’ destekçileri Süleyman Demirel, Mesut Yilmaz, Hüsamettin Cindoruk…gibi politikacilarin da yargilanmalari gerekiyordu.
Ne yazik ki bunlar da basörtülü Merve Kavakçi’yi TBMM’de siyasi linçe tabi tutan ‘Demokrasi kahramani’ Bülent Ecevit de hesap vermeden gittiler.
Hakkimiz ahirete kaldi.
Benim en fazla rahatsiz oldugum konulardan biri de Mesut Yilmaz’in ölümünden sonra AK Parti kurmaylarinin verdikleri demeçlerde Turgut Özal’in ‘En büyük hatam’ dedigi Mesut Yilmaz ile ilgili yaptiklari güzellemeler oldu.
Bu zevat keske Turgut Özal kadar özelestiri yapabilip, Meral Aksener kadar dik durabilseydiler.
Türkiye’deki askeri vesayet 28 Subat’tan sonra da devam etti.
En son 15 Temmuz 2016 darbesi yasandi;
Tam ‘Askeri vesayet bitti’ derken ise ne yazik ki bir baska vesayet basladi.
Bu vesayet de uzun sürmez Insallah.
Milleti kaziga oturtanlarin çok geç de olsa dünya gözüyle mahkûm edilmelerini ve rütbelerinin sökülerek rezil rüsva edilmelerini görmek de bir teselli.
Not Bu yazi 13.07.2021 tarihinde farkli bakis sitesinden alintilanmistir, yazinin orijinali için asagidaki linki tiklayiniz. Bu yazida yer alan fikirler yazara aittir. Hikmet Akademisi’nin bakis açisini yansitmayabilir.
https://farklibakis.net/yazarlar/altan-tan-yazdi-cevik-bir-ve-28-subat/