Allah ‘a Yakinlasmak...

Çok degerli okuyucular, öncelikle hos geldiniz. Yeni açmis oldugumuz bu sitemizin hepimiz için hayirli olmasini ve hayirlara vesile olmasini Yüce Rabbi'mden niyaz ediyorum...
Allah ‘a Yakinlasmak...
Sabri AKIN
Sabri AKIN
Eklenme Tarihi : 10.01.2021
Okunma Sayısı : 1642

Çok degerli okuyucular, öncelikle hos geldiniz. Yeni açmis oldugumuz bu sitemizin hepimiz için hayirli olmasini ve hayirlara vesile olmasini Yüce Rabbi'mden niyaz ediyorum. Bu sitenin kurulmasinda emek sarf eden bütün arkadaslara kendi adima tesekkür ediyorum. Rabbi'm, kulluk vazifemizin bir geregi olarak yapmis oldugumuz bu çalismamizi kendi indinde kabul eder insallah.

Öncelikle sunu ifade etmek isterim ki bütün çabamiz ve gayretimiz bizleri yaratan ve varligindan haberdar kilan Rabbi'mizi tanimak ve O'nun yüceliginin, kudretinin idrakine varmak ve idrakine varmanin bir geregi olarak ona kulluk vazifemizi yerine getirmektir. Kulluk vazifemizi yerine getirme sürecinden temel amacimiz yüce rabbimizin rizasini kazanmaktir. Yüce rabbimiz bütün insanlardan ilk önce düsünmemizi ve tefekkür etmemizi bizden istemektedir. Birçok ayette Rabbimiz özellikle akletmez misiniz düsünmez misiniz 1 diyerek bizleri tefekkür etmeye ve düsünmeye tesvik etmektedir. Çünkü her seyin basi düsünmek ve akletmektir. Zaten akil sahibi oldugumuz için tabiri caizse Rabbimiz bizleri muhatap almakta ve bizlere birtakim sorumluluklar yüklemektedir. Düsünmeyen akil etmeyen ya da akil edemeyen bir toplulugu, bir insani sorumlu olarak görmemekte, muhatap almamaktadir. Bizler de Rabbimizin bize yüklemis oldugu bu ilk sorumlulugu temel esas olarak aldigimizdan dolayi, bu kösemizin ismini 'TEFEKKÜR' olarak koyduk. Insallah bundan sonra bu kösemizde Islam tefekkürü, Islam düsüncesi üzerine bazi meseleleri sizlerle beraber irdeleyecegiz.

Bu süreç içerisinde yapmis oldugumuz çalismalardaki bütün dogrular Islam’a ait olup, yapmis oldugumuz yanlislar ise nefsimize aittir. Bu konuda Insallah siz degerli okuyucularimizin da, yazimizla ilgili yapmis oldugunuz degerlendirmeler ile yanlislari düzeltme de vesile olacaginizi düsünüyoruz. Temel sonuç olarak, bu yapmis oldugumuz bütün çalismalarimiz hakikat arayisidir. Dogru olarak bildigimiz konulari sizlerle paylasmak eger bir yanlis varsa o yanlislarimizi da siz degerli okuyucularimizin tavsiyeleri ile onlari düzeltmek olacak. Bütün çaba Hakki, hakikati arama, hakka ulasma konusudur.

Malumunuz oldugu üzere Hakka ulasma, hak arama mücadelesi içerisinde olan bütün insanlar, aslinda temelde ismi Hak olan Rabbi'mizi arama ve bulma çabasidir. Bu çalismalar neticesinde herkes Hakka ulasma, Hakka gurubiyet, Hakka yakinlik meselesi üzerinde gayret sarf etmektedir. Tabi ilk giris konumuz rabbimizi bulma, Hakki bulma ve hakka ulasma meselesi olunca, dönem dönem farkli degerlendirmeler sonucu farkli anlayislara vesile olan Hakka yakinlik gurubiyet meselesi nedir ne degildir kismen bugün ilk yazimizda bunu degerlendirmek istedim, bu meseleyi Insallah burada beraber irdeleyecegiz.

Allah'a Yakinlasma Ne Demektir?

Sosyal hayatta alisilmis olarak kullandigimiz çogu kavramlar, çogu zaman birtakim yanlisliklara yol açmakta ve Islâm düsüncesinde geçen bazi lafizlarin, hakikî manalarindan siyirip onlara göreceli bir anlam vermemize sebep olmaktadir.

Bizler sosyal kavramlarin disinda "gurb" ve "yakinlik" kelimesini kullandigimiz zaman onun hakiki manasini kastetmekteyiz. Örnegin, "Ak dagin yakininda bir aksu vardir veya "Ben o ak dagin yakinina kadar gittim. " dedigimiz zaman gerçek yakinligi kastetmekteyiz. Yani dagla aramizdaki mesafeyi göz önünde bulundurarak bu sözü söylemekte ve "gurb" (yakinlik) kelimesiyle mecazi degil, hakikî bir sey olan bu mesafenin azalmis oldugunu ifade etmek istemekteyiz. Ama "Falan adam, falan sosyal makamin yakin dostudur. " veya "Falan sahis, falan makama yaptigi hizmeti sebebiyle ona yakinlasmistir. " dedigimiz zaman neyi kastediyoruz acaba? Onlarin arasindaki mesafe azaldi, demek mi istiyoruz? Meselâ, önce bu adam o makama bes yüz metre mesafedeydi de simdi ona yüz metre mesafede midir? Elbette ki öyle degildir. Eger öyle olsaydi, o zaman herkesin kapi kulu hizmetçisi, herkesten daha çok ona yakin olmaliydi. Bu gibi cümlelerden su kastedilmektedir: Hizmet eden sahis, ettigi hizmetle hizmet ettigi sahsi ruhî yönden etkilemis ve onu kendisinden razi etmistir. Oysaki daha önce razi degildi; veya razi idiyse de simdi daha çok razi etmistir. Dolayisiyla da hizmet edilen sahis, bundan böyle hizmet eden kimseye daha çok önem verecek, daha çok ilgi gösterecektir.

Demek ki "gurb" kelimesi, burada hakikî anlaminda degil, mecazî anlaminda kullanilmistir. Yani, gerçekten bu adamin fiziksel vücudu, o adamin fiziksel vücudunun yakininda yer almis degildir. Sadece hizmet edilen sahis tarafindan hizmet eden kimseyle, birtakim eserleri de olan bir ruhi rabita kurulmustur. Bu ruhî rabitadan da mecaz ve tesbih yollu "gurb" (yakinlik) diye tabir edilmistir.

Simdi bakalim Hak Teâlâ'ya tagarrub etmek, yaklasmak ne demektir? Hakikî yakinlik mi kastediliyor, yoksa mecazi yakinlik mi? Acaba kullar gerçekten de itaat, ibadet ve ihlâs ile Allah'a dogru yükseliyorlar, O'na yaklasiyorlar, aralarindaki mesafe azaliyor, öyle ki artik mesafe ortadan kalkiyor ve Kur'ân'in tabiriyle "Lika-i Rab" gerçeklesiyor ve Rablerine kavusuyorlar mi? Yoksa bütün bunlar, birtakim mecazî tabirler mi? Allah'a yakinlasmak ne demektir?

Allah hakkinda yakinlik-uzaklik söz konusu olamayacagina göre Allah'a yakinlik, aynen bir sosyal mevki sahibine yakin olmak gibidir. Yani Allah, kendi kulundan razi oluyor ve neticede lütuf ve inayeti fazlalasiyor.

Elbette burada bir baska soruyla karsilasiyoruz. Söyle ki: Allah'in razi olmasi ne demektir? Allah hadiselerden etkilenecek degildir ki, önce bir kimseden razi olmasin da daha sonra razi olsun! Veya önce razi olsun da sonra daha çok razi olsun! Bu soruya söyle cevap veriyorlar: Allah'in "razi olmasi" ve "razi olmamasi" da mecazi bir tabirdir. Maksat; Hak Teâlâ'nin, kendisine itaat ve kulluk edildigi takdirde tecelli eden rahmet ve inayetidir, baska bir sey degil.

O rahmetler ve inayetler nedir acaba? Burada mantiklar degismektedir. Bazilari, maddi rahmetler ve inayetler var oldugu gibi manevi rahmetler ve inayetlerin de varligini kabul etmektedirler. Manevi rahmet, marifet ve ondan alinan lezzet demektir, maddi rahmet ise bag, bahçe, huriler ve saraylar demektir. Ama bazilari, manevi rahmetin varligini itiraf etmekten bile imtina etmekte ve Allah'in bütün inayetleri ile insanin O'nun indindeki bütün makamlarini bag, bahçe, elma, armut, huriler ve saraylardan ibaret bilmekteler. Bunlarin sözlerine göre, Allah dostlarinin bir olan Allah'a daha çok mugarreb (yakin) olmalari, diger insanlardan daha çok hurileri, saraylari, elma ve armutlari, bag ve bostanlari olmasi demektir. Yoksa ne Allah'in kuluna olan nispeti degismis (nitekim hakiki gurb taraftarlari da bunu kabul etmektedirler), ne de kulun Allah'a olan nispeti fark etmistir.

Aslinda bu yanlislik, Allah ve insan hakkinda, özellikle de insan hakkinda bir çesit maddi tarz-i tefekküre sahip olmaktan kaynaklanmistir. Insan ve insanin ruhunu bir miktar su ve balçiktan ibaret bilen, "Ona bir biçim verip ruhumdan üfürdügüm zaman..." 2 ilkesini itiraf etmek istemeyen ve bu tabire de mecazi bir anlam yükleyen bir kimsenin, Hak Teâlâ hakkinda "hakiki gurb"u inkâr etmekten baska bir çaresi yoktur.

Ama niçin insani böyle hakir ve alçak farz edelim ki, sonra da her seyi tevil ve tevcih etmeye mecbur olalim? Allah, mutlak ve sinirsiz kemaldir. Öte yandan da (ilim, kudret, hayat, irade, rahmet vb. gibi) her gerçek kemal, asil bir hakikat olan "hakikat-i vücud"a dönmektedir.

Varliklar, yaratilisin özünde ne kadar daha kâmil bir varliga, yani daha kuvvetli ve siddetli bir varliga sahip olsalar, vücud-i mahz ve kemal-i sirf olan Zat-i Ilâhi'ye bir o kadar daha yakindirlar. Buna binaen melekler Allah'a, cansizlar ve bitkilerden daha yakindirlar. Ayni sebeple meleklerin de bazisi, bazisindan Allah'a daha mugarreb, daha yakindir. Bazisi hâkim ve itaat edilen, bazisi da mahkûm ve itaat edendir. Elbette yakinlik ve uzaklik mertebelerinin bu degisikligi, yaratilisin asli ile istilahla konusacak olursak da "kavs-i nüzul" ile ilgilidir.

Varliklar, özellikle de insan, "Hiç süphesiz, bizler Allah'in yaratiklariyiz ve süphe yok ki O'na dönücüleriz."3 hükmünce Allah'a dogru dönmekteler. Insan, sahip oldugu varlik mertebesi geregince bu dönüsü, ihtiyari itaat ve amel ile, vazifeyi ifa ile ve kendi seçimiyle yapmalidir. Insan, Allah'a itaat yolunu kat etmekle gerçekten de Allah'a yakinlik mertebe ve derecelerini katetmektedir. Yani hayvan merhalesinden, meleklerin makamindan da daha üstün bir merhaleye kadar ilerler. Bu yükselis ve yücelis, bir tesrifati ve idarî, bir sözlesmeli ve itibarî olay degildir. Bir idarenin normal personelliginden bakanlik makamina kadar veya bir partinin normal üyeliginden parti baskanligina kadar yükselmek gibisinden bir yükselme degildir bu. Vücud (varlik) basamaklarindan yukariya dogru çikmaktir; varligin siddetlenmesi, kuvvetlenmesi ve kemale erismesidir ki, bu da ilim, kudret, hayat (dirilik) ve mesiyyetin çogalmasi ve kâmillesmesi ve nüfuz ve tasarruf alaninin genislemesine esittir. Allah'a tagarrub, yani gerçekten varlik mertebe ve merhalelerini kat edip varligin bitimsiz merkezine yaklasmak demektir.

Buna binaen insanin, itaat ve ubudiyet (kulluk) yolunu kat edip de melek makamina ulasmamasi veya melekten de yukari çikmamasi en azindan melek haddinde varlik kemallerini elde etmemesi kabil degildir. Kur'ân, insan makaminin ne kadar yüce oldugunu anlatmak için söyle buyuruyor: Meleklere, "Adem'e secde edin." dedik. Iblis ‘ten baska hepsi secde etti. O ise dayatti ve kibirlendi. Çünkü o, kâfirlerden idi.4 Dogrusu, insan makamini inkâr eden kim olursa olsun, Iblistir demeliyiz.

1 2/Bakara 44, 73, 75, 76, 164  /  2 Hicr 29. Ayet  / 3 Bakara 156. Ayet  / 4 Bakara 34. Ayet

 

YORUMLAR
Eyüp polat
11.1.2021 11:20
Emeginize yüreginize saglik degerli kardesim Sabri kardes,Allah bu ugurda sizlere gönül açikligi,ufuk berrakligi,ve basiret suurlugu ihsan eylesin insaallah,çok güzel bir çalisma olmus

Semsettin Karci
11.1.2021 07:06
Sabri hocam, Elinize yüreginize saglik. Devamini dileriz.

Murat Sezik
10.1.2021 20:56

Sabri bey kardesim, eline saglik.

YENİ YORUM YAP
güvenlik Kodu
EDİTÖRDEN
Bizimle sosyal ağlarda bağlantı kurun!