bir köye düssün yolum istiyorum
üst basi orman
alt yani ova olsun bol yesilinden...
sedir, gürgen, çam kozalagi koksun,
tepelerden inen kuzey melteminden...
bir yani göçük
eski bir çesme
sanki ben,
önünde yipranmis demir borusu
saril saril
akan suyundan
içmek istiyorum
avuç avuç...
dirseklerime degin yuvarlansin damlalar,
dudagimin kiyisindan
sizip paklasin kir kurusu yüregimi...
küçük havuzun
koyu yesil çamurunda,
kuyrugundan
kurtulamamis topaç
kurbagalar,
vrak vrak
sesleri yankilansin
tas bagirli toprak duvarlarda...
ayaginda
göçmen donuyla
bir köylü kizi,
kolunda kovasi,
basinda keçik.
ayaginda
mor terlik
sipir sipir,
her adimda
bir avuç
toprak savrulsun
gögün yedi katina,
ve
yedi renkli bir gök kusagi asilsin,
bir çocugun
parmaklarinda
umutla yükselen
uçurtmaya takilan
son kuyruk
misali..
bir yaz gecesi,
dolunay ortak olsun
kaçan gölgemi tutmak için verdigim çabaya,
ve
o gece
karanligin yaklastirdigi yildizlardan yakalayip
dagitsam
hüzün dolu çocuk sinelere...
ve
kötü yüzleri aydinlatan günes
dogmasa,
hiç dogmasa...