Siyaset, üzerine kadim zamanlardan bu yana konusulan, düsünülen ve düsünülecek olan havali kavram. Hayatimizda kullandigimiz diger birçok kelime ve kavram gibi zengin Arap dil ailesinin ürünü bir sözcük. Seyis'ten ve Seyislik'ten türemistir. Basit anlamda at bakiciligi olarak tanimlanan bu kavram azgin atlari çekip çevirmek (dizginlemek) manasina da gelmektedir. Üzerine yüzlerce tanim yapilmistir. En genel haliyle "Siyaset belirli amaçlarla siyasal ve/veya sosyal sistemleri elde etme, etkileme ya da ortadan kaldirma gibi faaliyetler dizisidir" Ancak bu tanim siyaseti sadece tanimlamakla kaliyor. Yukarida da bahsetmis oldugum gibi siyaset kadim zamanlardan bugüne ve yarina üzerinde en derin ve etkili birtakim faaliyetlerin yapilacagi etkileyici bir durum ya da kavramdir. Dolayisiyla basit bir tanim ile siyaseti açiklamak ya da ortaya koymak çok yetersiz kalacaktir. Ben siyaseti tanimlayacak ya da siyaset bilimi üzerine konusacak kadar yetkin biri degilim sadece ögrenciyim ama elbette ki yorumlayacagim .. Siyaset için bütün toplumlarda oldugu gibi bizim toplumumuzda birtakim yargilar ve ön yargilar mevcut. Yukarida vermis oldugum tanimda siyasetin sadece siyasal sistemlerle ilisik olmadigi açik sekilde ortada. Siyaset hayatin her alaninda ve her aninda üzerinde durmamiz gereken bir ifade. Niçin? Derseniz sevdigim bir kitapta zaman ve mekan ile ilgili güzel bir söz okumustum: "Üzerinde zamanin hüküm sürmedigi bir mekan ya da bir mekanda geçerli olmayan zaman yoktur" hani buradan ne anlayacaginiz? diye soracak olursaniz Siyaset ve Insan arasindaki iliski de kanimca benzerdir siyasetin üzerinde hüküm sürmedigi bir insan ya da insan için geçerli olmayan bir siyaset yoktur. Aristo'nun insani, politik hayvan yani siyasal hayvan olarak tanimlamasi da cabasi. Kabullensek de kabullenmesek de dogdugumuz andan itibaren siyasete maruz kaliyoruz. Siyaset için toplumumuzda birtakim yargilarin ve ön yargilarin oldugundan bahsetmistim. Örnegin ailelerimizin birçogu siyasetten uzak durmamiz gerektigini kulaklarimiza küpe yaparlar. Komik sekilde bizim güzel makam ve mevkilere gelmemizi de isterler bunun yolunun siyasetten geçtigini bildikleri halde. Siyaset bugün bizim karsimiza çiktigi haliyle sadece siyasi partilerin yapmis oldugu bir faaliyet degildir. Siyasete olan ön yargilarimizi bir kenara birakmali ve bu kavram üzerine yogunlasmaliyiz. Neden mi? Öncelikle siyasetin taniminin da bir adim ötesine geçip siyasetin kapsami ve siyaseti var eden kosullari incelemek gerek. Siyasetin kapsami yukarida da anlasilacagi üzere temel yasamimizin hemen hemen bir adim ötesinden itibaren siyasal hayatimiz basliyor. Siyaseti var eden kosullar ise genel olarak insan olmamizdan basliyor, toplumsal yasama, bu toplumsal yasamin getirmis oldugu insan iliskilerine ve bu insan iliskileri neticesinde ortaya çikan istekler, çelisen istekler ve birtakim ihtiyaçlara dayaniyor. Biz insanlar doguyoruz büyüyüp toplumu var eden bireyler oluyoruz. Hepimiz farkli birer dünyayiz. Hepimizin birbirinden farkli ihtiyaçlari ve istekleri var. Tüm bu istek ve ihtiyaçlarin bir sekilde karsilanmasi ve yönetilmesi gerekiyor. Iktisat biliminde insanin ihtiyaçlarinin sinirsiz ve bu ihtiyaçlari karsilayan kaynaklarin ise sinirli oldugunu biliyoruz. Iktisat biliminde bahsedilen istek ve ihtiyaçlar genel itibariyle ekonomik ihtiyaç ve isteklerdir ve iktisat bilimi yani Ekonomi bilimi de bu ihtiyaçlari düzenlemek ve karsilamak üzere ortaya çikmistir. Siyaset ise insanin ekonomik, teknolojik, sosyoekonomik, sosyal, toplumsal vs. ihtiyaçlarinin tamami üzerine ortaya çikmis bir durumdur. Bu ihtiyaçlarinizin tümü ya da bir kismi konusunda problem yasadiginizi düsünün. Bir kargasa ve karmasa halinde olacaksinizdir elbet. Hepimiz için böyledir bu. Siyaseti bilim adamlarimizdan biri "Düzen kurma çabasi" diye tanimlamistir. Bu sözü tüm bunlari düsününce daha iyi anliyorum ve eminim ki anliyorsunuzdur. Toplum olarak ön yargi ile yaklastigimiz bu kavram aslinda toplumsal hayatimiz için tarifsiz bir ahenk bir düzen unsuru. Bize düsen bu kavrami ve bu kavramin islevlerini dogru anlamak. Örnegin hepimiz bu toplumun birer parçasiyiz dogumumuzdan itibaren bir takim ödev ve sorumluluklarin altina giriyoruz. Bu ödev ve sorumluluklarin yani sira hepimizin birtakim haklari var. Siyaset aslinda bu hak ve sorumluluklar mekanizmasinin dogru bir sekilde islemesini hedefleyen bir bilimdir. Bizler yasadigimiz toplumda ki yerimizi bilmeli hak ve sorumluluklarimizi bize yakisir sekilde degerlendirmeli ve yerine getirmeliyiz.
(Bu yazida yer alan fikirler yazara aittir. Hikmet Akademisi’nin bakis açisini yansitmayabilir.)