6 ŞUBAT
Bu şehrin sokaklarına yüreğimi bıraktım.
Hafriyatçıların umurunda mıyım bilmem.
Yaşım kaç?
Acılarım, anılarım…
Sokak lambaları şahit
Ne kadar yağmur yedim
Ne kadar kar biriktirdi saçlarım
Köpeğinden kaçtım, dermansız dizlerim
Bir kayısı ağacı tırmanışı korkularım.
Aman Allah’ım, nedir bu siyahlar?
Bahtımız mı?
Peki, neden burada?
Mezarlık burası hep art arda
Kiminin oğlu kiminin ise kızı
Yaşanılan mahşer mi ne?
Feryatlar kan kırmızı…
Ve bir ses, arşa yükselen nara
Açılır eller, yürekler paramparça…
Her bir evden birden fazla
Gözyaşları ayrı, acılar yan yana…
“Sessiz olun!” haykırışı, dil yabancı
Bir nefes… Umutların tacı, ilacı
Simsiyah kar, fırtına cabası…
ve
Ağız dolusu dua, buharla can cana…
Şimdi ne şehrim tanıdık bana
Ne de ben ona aşina
Taştepe, Melekbaba
Ah Akpınar…
Açtın yüreklere enkazdan yara
Alır başımı giderim, bir o yana bir bu yana